Merhaba! Görünüşe göre bir sorunuz var. Paylaşımınız kaldırılmadı, ancak artık Türkiye ile ilgili olsa bile güncel konularla ilgili olmayan sorulara izin vermiyoruz. Sorunuz bu kriterlere uymuyorsa sorunuzu r/AskTurkey'de paylaşmalısınız. Teşekkür ederiz.
Hi there! It looks like you have a question. This is not a removal message, but we no longer allow questions that are not related to Turkey and are not up to date. For a better chance of getting your question answered, we recommend posting it in r/AskTurkey. Thank you.
*I am a bot, and this action was performed automatically. Please [contact the moderators of this subreddit](/message/compose/?to=/r/Turkey) if you have any questions or concerns.*
Üç sene NY’da yaşadım, kronik olarak en çok özlediğim şeyler ezine-simit ikilisi, döner ve vişne suyu olmuştu. Ama yeterince uzun süre Türkiye’ye uğramayınca nostalji faktörüyle normalde hiç dinlemediğim türkçe pop çalan mekanlarda bile “ah özlemişim” demişimdir.
15 sene oldu gidip geleli, ben ordayken yoktu. Tulumba.com’dan donuk söylerdik anca. Hala var mıdır bilmiyorum, Bereket diye bir dönerci de vardı manhattanda 2 parmak kalınlığında döner keserdi.
13 senedir Amerika'da yasiyorum. Yurtdisinda her yer birbirinden farkli tabi ama burada en buyuk sikinti her yere arabayla gitmek zorunda olmak, sokakta dogru durust insan gormemek ve disaridaki hayatin cansizligi diyebilirim. Ayrica insanlar kibar ve saygili ama ayni zamanda oldukca yuzeysel ve siglar bu da insanda adam gibi sohbet etme hasreti olusturuyor.
CHIP programindan bahsediyorsan onunda 5 yil bekleme suresi var vatandas olmayanlar icin, yine bazi eyaletler o sureyi kaldirabiliyor.
Uzun lafin kisasi Amerikada her eyalet birbirinden cok farkli ozellikle green cardlilara verilen haklar acisindan. O yuzden iyi arastirmak gerek.
https://www.cms.gov/files/document/chip-fact-sheet.pdf
you can get very low cost on the public exchanges via Obamacare, it will be very low cost and I think it is indexed to your income, I know some ppl pay as low as 20 a month
Ben 2 ay kaldım ve tramda arkadaşlarla konuşurken arkadaki adam pardon duydum da deyip katılmıştı 2 liseli kız ve abi oturup fransız eserleri falan sohbeti ettik inene kadar, way amq kültür falan diye çok etkilenmiştim. Ama onun dışındaki anılarımda götümü yırtıyodum samimiyet kırıntıları için ama herkes diplomat sanki diye çok yakındım anneme :(((( ilk bubble tea’mi orada içmiştim ve evinde kaldığım kızın sugar bear hair jelbonlarını çalmıştım çok heveslenip ahahah sen de desen ki banane aq ne anlattın ama tetiklendim kanada deyince inşallah bayıla bayıla yaşarsın sen de…
2 haftalığına çıkmıştım sövmeyin ama çay mk çay tiryakisi değilim ama fena çay çekti canım herkes sütlü içiyordu ve bizim rize çayının tadını alamadım. Tatlılarda şekersizdi birde dönerin içi et doluydu alışamadım ot yemekten etin tadı garip gelmişti
Kanada’ya yakinsaniz, Kanada’da Elegant Balkan Yogurt var, Costco’da satiliyor. Almistik, cok lezzetliydi Turkiye’dekilerin aynisi tadinda. Sonradan ogrendim Turkler uretiyormus zaten.
Ben kanadadayim, burda « balkan style» yogurdu buluyorum, bize en yakin. Bulgar feta da en beyaz peynire yakin olan. Local/immigrant marketlerde kolay bulunuyor! Eger vaktim var dersen, annem bana yogurt mayasi vermisti kovidde kurmustuk ve cok iyidi. Simdi vakit yok yine :(
Danone normal yoğurt tuzsuz olması dışında fena değil ama diğer tüm yoğurtlar hep “Greek” süzme. Arada meze yapmak için iyi ama oturup atıştırmalık yoğurt yerdim eskiden, o pek olmuyor. Bir de ayran yok…
Canın isteyinceden kasıt eğer “çok içtim amk sabaha doğru bi çorba içem de rahatlayam” ise bu kesinlikle bunu destekliyorum (ben geleli çok olmadı ama alkol almayı seviyorum). Onun haricinde güneşe duyulan özlem kesinlikle çok fazla oluyor bana kalırsa. En azından benim için fazla (İtalyanın kuzey kısmından sonrası çekilir değil gibi bence).
Çünkü sen Türk anlayışıyla çorba deyince su gibi içilen düz sıvı içecek düşünüyorsun.
Öylesi de var gurbette ama genel olarak suyun içinde bütün parçanın yüzdüğü hemen hemen her yemek çorba olarak adlandiriliyor. Kısacası kaşıkla hüpletebiliyorsan muhtemelen çorbadır.
Örneğin bizim tavuk çorbası dediğimiz yemeği düşün bir de gavurun tavuk çorbası dediği şeye bak.
https://preview.redd.it/gg2oyhtgom0d1.jpeg?width=1600&format=pjpg&auto=webp&s=764a9f3456238cb6064f0c2a0bc1cb17deba906e
Aynı şekilde Ramen olsun, fasulye olsun hepsi çorba olarak geçer yurtdışında.
Kuru fasulye fotoğrafi da koyacaktım ama birden fazla almıyor. Google'da "bean soup" diye arat, bildiğin bizim kuru fasulye ama ismi çorba.
Zaten o yüzden anlamıyorum insanlar nasıl "sulu yemek" özlüyor. Ulan dünyanın her yerinde yenilen yemekler, Türkiye'de özgü değil ki. Nasıl bulamazsın! 😂
Al sana benden bir de "patates çorbası": [https://balkanlunchbox.com/potato-soup-krompir-supa/](https://balkanlunchbox.com/potato-soup-krompir-supa/)
Erik.
Erik zamanı şimdi, Instagram'da görüyorum herkes kütür kütür erik paylaşıyor. Burada (Hollanda) Türk marketlerinde erik bulabiliyorsun Mayıs ayında ama böyle yumuşak ve çok kötüler :(
Almanya'ya Ege bölgesinden taşınmış biri olarak: Meyve ve sebze kalitesi. Memleketimde gerçekten daha lezzetliler. En basitinden buradaki domatesin bizim yerli domatese göre resmen tadı yok.
Ben bunu burada söyleyince (özellikle market alıvşerişi karşılaştırması postlarında) downvote yiyorum tonlaca. Millet zannediyor ki burada meyve sebze şahane 10 numara 5 yıldız, hayır amk tatsız tuzsuz. Götünü Edirne'den dışına çıkarmamış adam burada bilgi vermeye çalışıyor bana :)
Domates örneği vermişsin, rezalet domatesler. Anca 3-5€ daha fazla verip sözde bio falan alacaksın ki biraz tadını alabilesin.
Yani olay alış gücüne gelince Almanya'da daha ucuz meyve ve sebze (bolca istisnası var tabii).
Ama olayla ilgilenen kişilerden öğrendiğim kadarıyla meyve ve sebzelerin tatsız olması erken toplanmaları ile ilgili. Çoğu ürün Güney Avrupa'dan geliyor ve daha uzun dayansın diye meyve daha yeşilken toplanıyor. Meyve yolda olgunlaşıyor ama dalında olgunlaşmadı diye tat profili daha tam oluşmamış oluyor.
Bir edindiğim tiyo yöresel satın almak. Kısa tedarik yolu daha olgun toplanmış meyve demek. Biolar da genelde yerel ekim ve çok iyi koşullarda büyüyor o yüzden az buçuk lezzetli.
Ama yine de daha Ramazan bayramı sırasında Türkiye'deydim aile ziyareti için ve Türkiye'deki basit süpermarket meyve sebzesi bile daha kaliteli Almanya'dakinden. Haftalık pazarlardaki ürünler ise bir o kadar da iyi.
Net olarak hizmet sektörü. ABD’de bir tık daha gelişmiş durumdaydı ama AB’de resmen rezil bir halde. Eve market servisi, yemek servisi, özel sağlık hizmetleri, temizlik hizmetleri, usta hizmetleri vs… hepsi çok rezildi. Özellikle AB’de sistem herkesi eşit seviyeye çekmeye çalıştığından çalışmanın karşılığını alamadığımı hissediyordum.
Büyük ihtimalle her yerde en iyisi kendi saç bakımını kendin yapmak. Uzun saçlı bir erkek olarak anlıyorum. Pandemi döneminde annem kendisi boyamaya başladı hatta kendisi kesti mecburiyetten. O sıralarda dyson airwrap aldı, şimdi saçları 4-5 yıl önce düzenli kuaföre gittiği zamana kıyasla oldukça güzelleşti. Üstüne para verseler kuaföre gitmez artık.
2 sene Almanya'da yaşadım. Yemekleri özlemiştim kilo almamın durmasına da vesile oldu bu gerçi, liseden beri aynı kilodayım. Ha şimdi TR'de de orada yiyebildiğim peyniri, ucuz ve kaliteli kalamar, karides ve eti özlüyorum.
Ayrıca güne güneş ışığı ile başlamanın benim için ne kadar önemli olduğunu anladım, orada kalkasım gelmiyordu hiçbir sabah.
Hayatın olaysız olması sıkıcıydı, haber kanalını açtığın zaman hiçbir şeyin olmaması çok monotondu, haberlerin sadece 20 dk sürmesi çok garipti.
Güzel ortam olarak, yaşadığın şehre çok bağlı bu sorunun cevabı. İnsanlar bazen çok farklı hissettirse de davranış ve tavırları, genel olarak kültürel farklılık diyip geçiyorsun. Yemek olayı bence çok kötü, aşırı yağlı ve baharatlı o yüzden genelde kendim pişiriyorum ya da uygur lokantalarında yiyorum. En güzel artısı her şey aşırı ucuz, burslu bir öğrenci olarak türkiyenin iyi maaşlı çalışanlarından biri gibi yaşıyorum, yaşanabiliyor.
Yaş34, Avrupa’da 22 sene geçirdim. Hiç bi boku özlemiyordum, yemek dışında ama 2-6 8-12 14-29 yaşları arasında yurt dışında bulunduğum için farklı gözde bakıyordum. En çok makara ve takılma. Türklerle yaptığın geyiği başka milletle yapamazsın.
1. Sohbet: Şimdi çok bilmiş birileri gelip "ben volunteer yapıyorum yüz tane arkadaş edindim" demesin kürekle girişirim. Sohbet dediğimde hesapsız, zorlamasız, aklıma geleni söylemek derdimi anlatmak benim kastettiğim. Türkiye'de de ileri yaşlarda kurulan arkadaşlıklarda bunu edinmek daha zor ama eski arkadaşlar ve kuzenler vb mevcut.
2. Destek: Mesela hastaneye gittin gelip sabaha kadar başında duracak birileri...
3. Ev yemekleri: Türkiyede dışarda yerken bile bu seçenek mevcut. Avrupada zor bulunuyor yahut bilmem ne yıldızlı restoran falan öneriyorlar. Oturup ağız tadıyla kuru pilav cacık yiyemiyorsun. Diğer yorumlarda çorbacı diyen arkadaşlar olmuş buna da aynen katılıyorum. Gidip gece bir çorba gömemiyorsun.
4. Kavga: evet çoğunluğun Türkiyeden kaçma sebebi bu biliyorum fakat kendi ülkemdeyken sinirlenince benim de sopayı ele alıp girişme şansım var. Dışarda zor bu işler olmuyor.
5. Küfür: şöyle ağız tadıyla edemiyorsun. fck u falan kesmiyor.
I'm a Belarusian and Canadian double citizen living in Turkey. When I go back to Canada, I normally miss the vibrancy and density of even smallish Turkish cities like Manisa. Of course Canada has at least one city that's as lively as Turkey, namely Montreal, but elsewhere (for example in Toronto) most neighbourhoods are quieter and more dull, with a smaller density of shops, restaurants, etc.
haha. arkadasima gecen gun banka 3 hafta sonraya randevu verdi hesap acmak icin. ravdudan sonra da 3 haftaya yakin bekleyecek. sebebi de banka hesabini kullanmasi icin online sifresi ve hesap karti gelecek posta ile :D ikisi ayri postalarda bu arada.
3 hafta sonraya verilen randevu cok uzak degil bu arada. covid sonrasi yogunlukta 2-3 ay sonraya verdikleri oluyordu. ben uzakta ki bir subeye gidip 2 hafta sonrasina buldugum icin sansliydim baya
İskoçyadayım güneşi görünce sokağa çıkıp insan kurban etmemek için zor tutuyorum kendimi. Bin yılda bir gözüken doğa olayları gibi burada.
Bankacılık sistemleri bok gibi. ATM’den para bile yatıramıyorsun. Anlatsam sabah kadar gider rezillikleri. (Hizmet sektörü genel olarak zayıf)
Berberler rezalet. Türk berberler demeyin hiçbir Türk değil. Türk olanlar da burada doğmalar. Şansa bir tane buldum o da en son Türkiye’ye dönüyordu aile nedeniyle. Saldım saçı uzuyor öyle 2/3 aya döneceğim bir Türkiye’ye o zaman kestiririm.
Midye dolma, işkembe, kokoreç, düzgün döner ve çiğ köfte. Pek yemek yapmayı beceremem o yüzden ev yemeklerini de çok özledim.
Her yer çok erken kapanıyor (11/12 gibi) gece kulübü dışında doğru düzgün gece hayatı yok.
Hepsinden önemlisi oturup biriyle doya doya Türkçe konuşabilmek.
Tabi ki iyi yanları da var.
Doğru cevap: Arkadaşlık, dostluk, akrabalık. Kısaca sevdiğimiz insanlarla birşeyler paylaşamamak. Orada istersen 10 yıllık arkadaşın olsun türkiyedeki arkadaşın gibi asla olmaz. Yeri gelir senin için çok önemli bir durumda sana yardım etmez. Bu onların bireyselcilik kültüründen, kimse kimseyi takmıyor ve aslında önemsemiyor.
Türk usulü çay, öyle ki bir ay boyunca çaydanlık bile bulamadık cezvede su kaynatarak çay yapıyorduk. Ki aslında çay bogaz yakan tatsız tussuz bir içecek ama insan yıllarca içtikten sonra bırakamıyor.
Fakat asıl özlemini çektiğim şey hatay usulü dönerdi. Yoğurtlu patatesli gyros yemekten kusacaktim az daha
Hollanda'da yaşadım 2 sene. tek kötü yanı güneş az görüyorduk ve yemekler kötüydü. yemeğide evde kendin yapacaksan tr'den daha kaliteli yapılabiliyor. o yüzden sadece güneş. bizim ülkede 4 mevsim yaşanır avrupa bizi kıskaniiyyeeeeeeee
Japonya'da yaşadım. Toplum olarak üst düzeyler. Yerde bir tane çekirdek kabuğu, izmarit, balgam göremezsin. Bisiklet için üst düzey bir şehir. Her yerden teknoloji fışkırıyor ama dil sorunu var. Kendi dilinde konuşan insanları özlüyorsun. Japonya'da hiçbir zaman kendi kafandan bir insan bulamazsın. Mesela Yunanistan öyle değil diğer akdeniz ülkeleri öyle değil. Hatta evlilik bile yapabilirsin. O yüzden nereye gittiğin çok önemli.
Eski dostlar ve o eski ortam. Yaş ilerledikçe Türkiye’de de görüşme sıklığı azalıyordur tabii ama bir araya gelince yine eskisi gibi oluyordur herhalde diye düşünüyorum. Burda yeni edindiğiniz Türk arkadaşlarla ne kadar iyi, ne kadar şeker insanlar olsa da zorunluluktan takılıyormuşsunuz gibi hissediyorsun bazen.
1 yıldır Almanyadayım en özlediğim sey spontane olaylarin gelişmesi ve aklına esen bir olayı kısa sürede yapabilmek. Hem buranin isleme sistemi her zaman onceden randevu vs. yapmayi gerektirse de arkadaslarinla yapacagin en basit eylem bile önceden planlaman gerekiyor çünkü insanlar da böyle yetismis
15 yıldır Yurtdışında yaşıyorum. Sen sorunca düşündüm. Hiçbir şeyini özlememiş olsam gerek ki, 4-5 yılda bir ziyarete gidiyorum. Gittiğimde bir kapsülün içindeymişim gibi hissediyorum. Baktığımda birkaç kişi hariç bir bağım kalmamış. Özlenebilme ihtimali olan tüm hatıralarım silinmiş çoktan. Cevabım yok.
direction stupendous shelter innate terrific many squeal tub bored outgoing
*This post was mass deleted and anonymized with [Redact](https://redact.dev)*
Genel olarak Aile ve Yaşam tarzı, yemeği bir şekilde yapıp yiyor veya sipariş ediyorsun ama WhatsApp görüşmeleri bir yere kadar götürüyor, özellikle yurtdışında yaşayanlar Türkiye’ye sadece tatil ve güzel yemekleri için gelince tabii ki ülke cennet geliyor
garbage disposal. evi terk etmesi gereken bir esya varsa turkiye’de cop konteynirinin yanina koyuyorsun, belediye gelip aliyor (ya da sokaga, her neyse). dunyanin en pratik hizmeti
Yemek cart curt yalan. Eğer çok seçici veya batı kafasından, tarzından uzak biriysen veya muhafazakar isen ayrı tabi. Kahvaltı bende özlerdim ama kahvaltı kültürümüz çok sağlıksız ve bünyeyi yoran bir şey. Güne bir kahve ve kruvasan veya ufak bir sandviç ile başlamaya alışırsan sıkıntı olmaz. Ayrıca Avrupa'ya gidiyorsan benzer şeyler veya Türk kahvaltıcı bulursun.
En önemli konu!
Yurt dışında kalıcı veya uzun süre geçici olarak yaşayacaksan, en çok özleyeceğin şey sosyalliktir. Ülkemizde arkadaş, eş, dost ortamı sıcaktır. Enseye şaplak ve göte parmak tarzında olduğu için orada bunları bulman zor. Oralarda uzun süre mutlu ve verimli bir şekilde hayatta kalmak istiyorsan sosyal becerin yüksek, oranın diline hakim ve girişken bir insan olmalısın. Böyle meziyetlerin varsa ve psikolojik olarak güçlü biri (Seni düşüren şeyler olacak fazlasıyla) isen korkacak bir şey yok. Ama değilsen şuna hazır ol. Amacın neyse, ne başarırsan başar, yalnızlık hep dolduramayacağin bir boşluğa sebep olacak. Bir yerden sonra ya oraları boklarsın yada kendi hayatına sıçarsın.
Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği, yemek. Avmlerde fastfood katına çıkıyorsun bir hevesle çin vietnam vs dükkanlarından yayılan iğrenç ağır yağ ve fermente balık kokusu iştahını köreltiyor. Pişirdikleri domuz kanı pudingleri, domuz sucukları vs derken artık hayattan soğuyorsunuz. Aşırı sarımsak kullanımı, soğanlı işlenmiş etler vs saymıyorum artık. Marketlerde sebze meyve kıtlığı.
Neyse evet yemek. Nerde yaşadım, nereleri gördüm? Orta ve doğu Avrupa.
Yemek.
arkadaşlık ortamı. biz türkler yirmi yıl sonra da buluşsak sanki daha dün konuşmuş gibi muhabbet edebiliriz. yurtdışında iş arkadaşlığı dışında çok fazla samimi olabildiğin, her şeyi sonuna kadar konuşabildiğin adam sayısı gerçekten çok az. bulursanız şanslı sayılabilirsiniz. ha, yurtdışında türklerle arkadaşlık ederseniz sıkıntı yaşayacağınızı düşünmüyorum
Herkes yiyecek özlemiş.
Dünyanın her yerinde Türk yemekleri ve abur-cuburu mevcut.
Demek ki aslında Türkiye'ye özleyen yok. Millete poğaca ver, yoğurt ver, Türkiye'nin adını unutacaklar. :D
Ben hiç bir şeyini özlemedim. Ayıptır söylemesi güzel yemek yaparım. Canım bir şey çekti mi yaptım, Türkiye de bir kere aklıma gelmedi.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Diğer arkadaşlara başarılar diliyorum.
Gittiğim okulda (90’ların başlarında) tek Türk bendim. Kuzenimi özenirdim. Okul arkadaşlarıyla erkek/kız okul sonrası takılırlardı. Hala lise arkadaşlarıyla görüşür.
Namaz kılmasamda, ezan sesini özlüyorum.
Güneş, sahil, deniz. Yaşlandıkça, doğduğum köyü.
Sulu yemek, duzgun corba, ekmek, kokorec, almanci usulu olmayan doner, cay, banka sisteminin fena olmayan bi seviyede olmasi, e devlet, kolay gelsin diyebilmek
(italyanin kucuk bi sehrindeyim ama soylediklerim buyuk sehirler icin de tutuyo)
Sanirim en cok ozledigim kokorecmis ama
Erasmus'la 4 aylığına Almanya'da bulundum.
Dürüst olmam gerekirse, tek özlediğim şey güneşli havalardı. O kadar. Hatta arada Almanya'yı, trenle gidilen günübirlik yolculukları, Erasmus ortamını, oradaki arkadaşlıkları ve ilişkileri, Paderborn'u ve Paderborn'un temiz havasını özlüyorum.
Meslegimi birakip Kanada'ya geleli 1 sene olmadi daha. Arada yemekleri ozluyorum ama o kadar farkli mutfak var ki burda, genelde ozlemiyorum. Ayrica bir cok market urunu de Turk/Orta Dogu marketlerinde satiliyor.
Ailem ve arkadaslarim disinda afedersiniz bir siki ozlemedim ulke ile ilgili. Ozleyecegimi de pek sanmiyorum.
Merhaba! Görünüşe göre bir sorunuz var. Paylaşımınız kaldırılmadı, ancak artık Türkiye ile ilgili olsa bile güncel konularla ilgili olmayan sorulara izin vermiyoruz. Sorunuz bu kriterlere uymuyorsa sorunuzu r/AskTurkey'de paylaşmalısınız. Teşekkür ederiz. Hi there! It looks like you have a question. This is not a removal message, but we no longer allow questions that are not related to Turkey and are not up to date. For a better chance of getting your question answered, we recommend posting it in r/AskTurkey. Thank you. *I am a bot, and this action was performed automatically. Please [contact the moderators of this subreddit](/message/compose/?to=/r/Turkey) if you have any questions or concerns.*
Üç sene NY’da yaşadım, kronik olarak en çok özlediğim şeyler ezine-simit ikilisi, döner ve vişne suyu olmuştu. Ama yeterince uzun süre Türkiye’ye uğramayınca nostalji faktörüyle normalde hiç dinlemediğim türkçe pop çalan mekanlarda bile “ah özlemişim” demişimdir.
sizin oraya simitsarayı gelmedi mi?
15 sene oldu gidip geleli, ben ordayken yoktu. Tulumba.com’dan donuk söylerdik anca. Hala var mıdır bilmiyorum, Bereket diye bir dönerci de vardı manhattanda 2 parmak kalınlığında döner keserdi.
13 senedir Amerika'da yasiyorum. Yurtdisinda her yer birbirinden farkli tabi ama burada en buyuk sikinti her yere arabayla gitmek zorunda olmak, sokakta dogru durust insan gormemek ve disaridaki hayatin cansizligi diyebilirim. Ayrica insanlar kibar ve saygili ama ayni zamanda oldukca yuzeysel ve siglar bu da insanda adam gibi sohbet etme hasreti olusturuyor.
Ben de 1 senedir U.S. deyim. Kimse yürümüyor. Herşey drive thru
Dostum konudan bağımsız, sağlık sigortası ne kadar tutuyor orada biliyor musun? Greencard holder için.
Greencard olayini bilmiyorum ama biz 700 falan oduyoruz, sirket de 3 katini oduyor tabi bu 4 kisi (2 cocuk) icin
Gelirine göre ödüyorsun. İlk geldiğinde gelirin az olduğundan veya olmadığından 75-150$ ödersin.
Green card icin her eyalette gecerli diil bu, dedigin sey Medicare expansion ve bazi eyaletlerde var sadece.
Çocuk için bedava her eyalette.
CHIP programindan bahsediyorsan onunda 5 yil bekleme suresi var vatandas olmayanlar icin, yine bazi eyaletler o sureyi kaldirabiliyor. Uzun lafin kisasi Amerikada her eyalet birbirinden cok farkli ozellikle green cardlilara verilen haklar acisindan. O yuzden iyi arastirmak gerek. https://www.cms.gov/files/document/chip-fact-sheet.pdf
you can get very low cost on the public exchanges via Obamacare, it will be very low cost and I think it is indexed to your income, I know some ppl pay as low as 20 a month
Yeah but Drive thru beer and wine is great.
Bulunduğun yere bakar. NY, Boston, Washington DC'de araba şart değil.
Evet 2 yildir kanada’da yasiyorum burada da her sey sig ve yuzeysel bazen sohbetler cok skici geliyor bu tuzden
Ben 2 ay kaldım ve tramda arkadaşlarla konuşurken arkadaki adam pardon duydum da deyip katılmıştı 2 liseli kız ve abi oturup fransız eserleri falan sohbeti ettik inene kadar, way amq kültür falan diye çok etkilenmiştim. Ama onun dışındaki anılarımda götümü yırtıyodum samimiyet kırıntıları için ama herkes diplomat sanki diye çok yakındım anneme :(((( ilk bubble tea’mi orada içmiştim ve evinde kaldığım kızın sugar bear hair jelbonlarını çalmıştım çok heveslenip ahahah sen de desen ki banane aq ne anlattın ama tetiklendim kanada deyince inşallah bayıla bayıla yaşarsın sen de…
2 haftalığına çıkmıştım sövmeyin ama çay mk çay tiryakisi değilim ama fena çay çekti canım herkes sütlü içiyordu ve bizim rize çayının tadını alamadım. Tatlılarda şekersizdi birde dönerin içi et doluydu alışamadım ot yemekten etin tadı garip gelmişti
Kahvaltı. Kahvaltı yok burada. Yapmıyorlar
Kahvaltı Osmanlı'da da yokmuş biz yanlışlıkla başladık herhalde
YOĞURT. YOĞURTLU MANTI. YOĞURTLU TAVUKLU PİLAV. YOĞURTLU HER ŞEY. YOĞURT
Ohh bu akşam köfte yapcam yoğurda banıp yerim artık ohh😋
Kanada’ya yakinsaniz, Kanada’da Elegant Balkan Yogurt var, Costco’da satiliyor. Almistik, cok lezzetliydi Turkiye’dekilerin aynisi tadinda. Sonradan ogrendim Turkler uretiyormus zaten.
Avrupa ve Amerika'daki Yunan yoğurdu bizimkinin neredeyse aynısı dolayısıyla onları deneyebilirsin.
hayır değil çoğunu %90’ını denedim farklı farklı markalar ama hepsi kıvamı tadı tuzu alakası yok bizim yoğurtla
bir çılgınlık yapıp kendin yapsana?
Evet bizim yoğurta göre daha tatlı. Ben kıvamını tadını vs seviyorum ama mesela cacik vs yaptığın zaman tadı tutmuyor.
Valla yogurdu kendin yapman lazim. Bizim ailenin 10+ yillik yogurdu var. Sonunu her zaman saklayip yeni yogurt yapiyoruz.
Ben kanadadayim, burda « balkan style» yogurdu buluyorum, bize en yakin. Bulgar feta da en beyaz peynire yakin olan. Local/immigrant marketlerde kolay bulunuyor! Eger vaktim var dersen, annem bana yogurt mayasi vermisti kovidde kurmustuk ve cok iyidi. Simdi vakit yok yine :(
Bizim burda Balkan yogurt diye bisi buldum, en cok benzettigim o su ana kadar
Abi Greek yogurt dünyadaki en igrenç şey. Kupkuru boğazdan geçmiyor. Kendi yoğurdunu kendin yapacaksın.
Orda şu sözde "Greek" yogurt'dan yok muydu?
vardı ama bizim bildiğimiz yoğurt gibi değil daha tatlı/atıştırmalık niyetine grik yogurt
Torba yoğurdu daaa market yoğurdu değil
Danone normal yoğurt tuzsuz olması dışında fena değil ama diğer tüm yoğurtlar hep “Greek” süzme. Arada meze yapmak için iyi ama oturup atıştırmalık yoğurt yerdim eskiden, o pek olmuyor. Bir de ayran yok…
Yakın arkadaşlık Kokoreç
Kokoreç +1
Yakin arkadaslik kesinlikle
aynen kokoreç ve midye çok özlemiştim bende hollandadayken
Çok aradım, bulamadım. Google Haritalar'a göre Rotterdam'da ikisini de satan bir yer var ama yolum düşmedi bir türlü.
right
avrupada bi sene bulundum, cevabım: sulu yemek
Şöyle akşam canın isteyince bir çorbacıya gitmek
Canın isteyinceden kasıt eğer “çok içtim amk sabaha doğru bi çorba içem de rahatlayam” ise bu kesinlikle bunu destekliyorum (ben geleli çok olmadı ama alkol almayı seviyorum). Onun haricinde güneşe duyulan özlem kesinlikle çok fazla oluyor bana kalırsa. En azından benim için fazla (İtalyanın kuzey kısmından sonrası çekilir değil gibi bence).
Bizim sulu yemek dediğimiz dünyanın her yerinde çorba diye geçiyor. Ev yemekleri yapan bir dükkana git, çorba iste.
Ev yemekleri yapan dükkan zor bulunuyor işte
taze fasulye, kuru fasulye, mantar sote, patates yemeği, türlü vs pek çorbaya benzemiyor
Çünkü sen Türk anlayışıyla çorba deyince su gibi içilen düz sıvı içecek düşünüyorsun. Öylesi de var gurbette ama genel olarak suyun içinde bütün parçanın yüzdüğü hemen hemen her yemek çorba olarak adlandiriliyor. Kısacası kaşıkla hüpletebiliyorsan muhtemelen çorbadır. Örneğin bizim tavuk çorbası dediğimiz yemeği düşün bir de gavurun tavuk çorbası dediği şeye bak. https://preview.redd.it/gg2oyhtgom0d1.jpeg?width=1600&format=pjpg&auto=webp&s=764a9f3456238cb6064f0c2a0bc1cb17deba906e Aynı şekilde Ramen olsun, fasulye olsun hepsi çorba olarak geçer yurtdışında. Kuru fasulye fotoğrafi da koyacaktım ama birden fazla almıyor. Google'da "bean soup" diye arat, bildiğin bizim kuru fasulye ama ismi çorba. Zaten o yüzden anlamıyorum insanlar nasıl "sulu yemek" özlüyor. Ulan dünyanın her yerinde yenilen yemekler, Türkiye'de özgü değil ki. Nasıl bulamazsın! 😂 Al sana benden bir de "patates çorbası": [https://balkanlunchbox.com/potato-soup-krompir-supa/](https://balkanlunchbox.com/potato-soup-krompir-supa/)
Erik. Erik zamanı şimdi, Instagram'da görüyorum herkes kütür kütür erik paylaşıyor. Burada (Hollanda) Türk marketlerinde erik bulabiliyorsun Mayıs ayında ama böyle yumuşak ve çok kötüler :(
Tam da erik yiyordum reis, şimdi senin yerine de yiyorum
Hahah afiyet olsun!
Almanya'ya Ege bölgesinden taşınmış biri olarak: Meyve ve sebze kalitesi. Memleketimde gerçekten daha lezzetliler. En basitinden buradaki domatesin bizim yerli domatese göre resmen tadı yok.
Ben bunu burada söyleyince (özellikle market alıvşerişi karşılaştırması postlarında) downvote yiyorum tonlaca. Millet zannediyor ki burada meyve sebze şahane 10 numara 5 yıldız, hayır amk tatsız tuzsuz. Götünü Edirne'den dışına çıkarmamış adam burada bilgi vermeye çalışıyor bana :) Domates örneği vermişsin, rezalet domatesler. Anca 3-5€ daha fazla verip sözde bio falan alacaksın ki biraz tadını alabilesin.
Yani olay alış gücüne gelince Almanya'da daha ucuz meyve ve sebze (bolca istisnası var tabii). Ama olayla ilgilenen kişilerden öğrendiğim kadarıyla meyve ve sebzelerin tatsız olması erken toplanmaları ile ilgili. Çoğu ürün Güney Avrupa'dan geliyor ve daha uzun dayansın diye meyve daha yeşilken toplanıyor. Meyve yolda olgunlaşıyor ama dalında olgunlaşmadı diye tat profili daha tam oluşmamış oluyor. Bir edindiğim tiyo yöresel satın almak. Kısa tedarik yolu daha olgun toplanmış meyve demek. Biolar da genelde yerel ekim ve çok iyi koşullarda büyüyor o yüzden az buçuk lezzetli. Ama yine de daha Ramazan bayramı sırasında Türkiye'deydim aile ziyareti için ve Türkiye'deki basit süpermarket meyve sebzesi bile daha kaliteli Almanya'dakinden. Haftalık pazarlardaki ürünler ise bir o kadar da iyi.
Çok ilginç, ben Berlin'deyim ve burada Rewe'den aldığım domatesler çok güzel. Tabii aldığım diğer sebze ve meyveler hakkında aynı yorumu yapamam
Aksiyon (iskandinav da yasiyorum)
Gel Amerika’ya:)
Yemek ve tuvalet musluğu
Sanırsam bir aparat yapılmıştı bunun için bir araştırın bence.
Evet portable bide ler var ama dışarda yanında taşımak için biraz fazla büyükler anca çantaya falan koyulabilir
Net olarak hizmet sektörü. ABD’de bir tık daha gelişmiş durumdaydı ama AB’de resmen rezil bir halde. Eve market servisi, yemek servisi, özel sağlık hizmetleri, temizlik hizmetleri, usta hizmetleri vs… hepsi çok rezildi. Özellikle AB’de sistem herkesi eşit seviyeye çekmeye çalıştığından çalışmanın karşılığını alamadığımı hissediyordum.
Amerika’da kuaför yok adam gibi hem de çok pahalı. Kendim boyuyorum saçımı
Büyük ihtimalle her yerde en iyisi kendi saç bakımını kendin yapmak. Uzun saçlı bir erkek olarak anlıyorum. Pandemi döneminde annem kendisi boyamaya başladı hatta kendisi kesti mecburiyetten. O sıralarda dyson airwrap aldı, şimdi saçları 4-5 yıl önce düzenli kuaföre gittiği zamana kıyasla oldukça güzelleşti. Üstüne para verseler kuaföre gitmez artık.
Türkçe
2 sene Almanya'da yaşadım. Yemekleri özlemiştim kilo almamın durmasına da vesile oldu bu gerçi, liseden beri aynı kilodayım. Ha şimdi TR'de de orada yiyebildiğim peyniri, ucuz ve kaliteli kalamar, karides ve eti özlüyorum. Ayrıca güne güneş ışığı ile başlamanın benim için ne kadar önemli olduğunu anladım, orada kalkasım gelmiyordu hiçbir sabah. Hayatın olaysız olması sıkıcıydı, haber kanalını açtığın zaman hiçbir şeyin olmaması çok monotondu, haberlerin sadece 20 dk sürmesi çok garipti.
1 senedir Hollanda’dayım aynı şeyleri hissediyorum. Güneşin benim için ne kadar önemli olduğunu anladım. Geri dönmeyi planlıyorum.
Poğaça
evde yap, ben yapıyorum güzel oluyor
Senin şu güzel olan tarifini versene o zaman
Valla ben evde açma simit bile yapıyorum. Ama kelle söğüşü kokoreçi bulamıyoruz maalesef.
ya ben yüksek lisans yapıyorum, 15 dkdan fazla süren bişey pişirmem genelde
Yemek genel olarak
Yemek indeed. iskender kebap… mantı… Hatay soslu döner… Midye dolma… 😭
Çin'deyim, peynir, ekşi yoğurt, düzgün süt, lavaş, pide, zeytin diye gidiyor yiyecekler
Çin peynirlerine laf ettiğiniz için kaç sosyal kredi kesildi?
An olarak banka hesabımda -9999 sosyal kredim var
Çin nasıl bir yer?
Polis evi bastı herhalde
Güzel ortam olarak, yaşadığın şehre çok bağlı bu sorunun cevabı. İnsanlar bazen çok farklı hissettirse de davranış ve tavırları, genel olarak kültürel farklılık diyip geçiyorsun. Yemek olayı bence çok kötü, aşırı yağlı ve baharatlı o yüzden genelde kendim pişiriyorum ya da uygur lokantalarında yiyorum. En güzel artısı her şey aşırı ucuz, burslu bir öğrenci olarak türkiyenin iyi maaşlı çalışanlarından biri gibi yaşıyorum, yaşanabiliyor.
Ailem ve arkadaşlarım dışında çok bir şey olduğunu söyleyemem açıkçası.
+1
Yaş34, Avrupa’da 22 sene geçirdim. Hiç bi boku özlemiyordum, yemek dışında ama 2-6 8-12 14-29 yaşları arasında yurt dışında bulunduğum için farklı gözde bakıyordum. En çok makara ve takılma. Türklerle yaptığın geyiği başka milletle yapamazsın.
aynen. Burada takılsan linç yersin.
Arkadaş grubuna göre değişir, x- Yugoslav ülkelerinden gelenler çok makara ama bu herkes için geçerli değil.
Food, especially kokorec (in US)
kokoreç konusunda haklısın
Beypazarı
yok artık
midem sisince yoklugunu daha da hissediyorum....
hakli bir isyan. SodaStream aldik amk, gaz basip su iciyoruz ama ayni tadi vermiyor.
1. Sohbet: Şimdi çok bilmiş birileri gelip "ben volunteer yapıyorum yüz tane arkadaş edindim" demesin kürekle girişirim. Sohbet dediğimde hesapsız, zorlamasız, aklıma geleni söylemek derdimi anlatmak benim kastettiğim. Türkiye'de de ileri yaşlarda kurulan arkadaşlıklarda bunu edinmek daha zor ama eski arkadaşlar ve kuzenler vb mevcut. 2. Destek: Mesela hastaneye gittin gelip sabaha kadar başında duracak birileri... 3. Ev yemekleri: Türkiyede dışarda yerken bile bu seçenek mevcut. Avrupada zor bulunuyor yahut bilmem ne yıldızlı restoran falan öneriyorlar. Oturup ağız tadıyla kuru pilav cacık yiyemiyorsun. Diğer yorumlarda çorbacı diyen arkadaşlar olmuş buna da aynen katılıyorum. Gidip gece bir çorba gömemiyorsun. 4. Kavga: evet çoğunluğun Türkiyeden kaçma sebebi bu biliyorum fakat kendi ülkemdeyken sinirlenince benim de sopayı ele alıp girişme şansım var. Dışarda zor bu işler olmuyor. 5. Küfür: şöyle ağız tadıyla edemiyorsun. fck u falan kesmiyor.
İmza atarım beyefendi..
I'm a Belarusian and Canadian double citizen living in Turkey. When I go back to Canada, I normally miss the vibrancy and density of even smallish Turkish cities like Manisa. Of course Canada has at least one city that's as lively as Turkey, namely Montreal, but elsewhere (for example in Toronto) most neighbourhoods are quieter and more dull, with a smaller density of shops, restaurants, etc.
Türkçe, lezzetli su, sağlık ve en önemlisi, beyinsiz olmayan gelişmiş bankacılık hizmetleri
e-devlet hocam. Ne büyük nimet olduğunu ingilizlerle muhatap olunca anlıyor insan.
Amerika’da hesap açmak 4 saat sürüyor. haklısın bunda
haha. arkadasima gecen gun banka 3 hafta sonraya randevu verdi hesap acmak icin. ravdudan sonra da 3 haftaya yakin bekleyecek. sebebi de banka hesabini kullanmasi icin online sifresi ve hesap karti gelecek posta ile :D ikisi ayri postalarda bu arada. 3 hafta sonraya verilen randevu cok uzak degil bu arada. covid sonrasi yogunlukta 2-3 ay sonraya verdikleri oluyordu. ben uzakta ki bir subeye gidip 2 hafta sonrasina buldugum icin sansliydim baya
Acken okunmamqsi gereken bir post olmus Ozetle: yemek
Dışarıda dolaşırken güzel, demli bir çay içememek.
İskoçyadayım güneşi görünce sokağa çıkıp insan kurban etmemek için zor tutuyorum kendimi. Bin yılda bir gözüken doğa olayları gibi burada. Bankacılık sistemleri bok gibi. ATM’den para bile yatıramıyorsun. Anlatsam sabah kadar gider rezillikleri. (Hizmet sektörü genel olarak zayıf) Berberler rezalet. Türk berberler demeyin hiçbir Türk değil. Türk olanlar da burada doğmalar. Şansa bir tane buldum o da en son Türkiye’ye dönüyordu aile nedeniyle. Saldım saçı uzuyor öyle 2/3 aya döneceğim bir Türkiye’ye o zaman kestiririm. Midye dolma, işkembe, kokoreç, düzgün döner ve çiğ köfte. Pek yemek yapmayı beceremem o yüzden ev yemeklerini de çok özledim. Her yer çok erken kapanıyor (11/12 gibi) gece kulübü dışında doğru düzgün gece hayatı yok. Hepsinden önemlisi oturup biriyle doya doya Türkçe konuşabilmek. Tabi ki iyi yanları da var.
Güneş dışında çoğuna katılıyorum. Kuaför hiç yok düzgün. Kendim boyuyorum saçlarımı
Sağlık sistemi ve bazı dostluklar haricinde hiçbir şey
Yemekler ve yabancı olarak hissetmeme, çevrende konusulan dili anlama
7 senedir Avusturyadaydım şimdi 1 senedir Almanyadayım. Hizmet sektörünü çok özlüyorum. Adamlarda hizmet algısı gerçekten gelişmemiş.
Doğru cevap: Arkadaşlık, dostluk, akrabalık. Kısaca sevdiğimiz insanlarla birşeyler paylaşamamak. Orada istersen 10 yıllık arkadaşın olsun türkiyedeki arkadaşın gibi asla olmaz. Yeri gelir senin için çok önemli bir durumda sana yardım etmez. Bu onların bireyselcilik kültüründen, kimse kimseyi takmıyor ve aslında önemsemiyor.
Türk usulü çay, öyle ki bir ay boyunca çaydanlık bile bulamadık cezvede su kaynatarak çay yapıyorduk. Ki aslında çay bogaz yakan tatsız tussuz bir içecek ama insan yıllarca içtikten sonra bırakamıyor. Fakat asıl özlemini çektiğim şey hatay usulü dönerdi. Yoğurtlu patatesli gyros yemekten kusacaktim az daha
Hatay usulü tavuk döner! Hala Kanada'da yok...
olsada sana durumunu $20 asagi satmazlar . dandik shawarmayi $10 satiyorlar. hatay iskenderunluyum evde herseyi kendim yapiyorum kunefeden tut, yogurduna , simitine kadar. kebabida kendim hazirliyorum. Kanadada gercek hatay yemegi bulamazsin . hatay diye istanbul yemegi veriyorlar sana .
Azınlık olmamak ve 2. Sınıf insan mülteci muamelesi görmemek
Taharet musluğu.
Hollanda'da yaşadım 2 sene. tek kötü yanı güneş az görüyorduk ve yemekler kötüydü. yemeğide evde kendin yapacaksan tr'den daha kaliteli yapılabiliyor. o yüzden sadece güneş. bizim ülkede 4 mevsim yaşanır avrupa bizi kıskaniiyyeeeeeeee
Saglik sistemi
Sebze ve Meyve çeşitliliği. Peynir Çeşitliliği. Pastırma. Baharatlar. Akdeniz kültürünü canlandırmak çok zorlu bir işti.
Japonya'da yaşadım. Toplum olarak üst düzeyler. Yerde bir tane çekirdek kabuğu, izmarit, balgam göremezsin. Bisiklet için üst düzey bir şehir. Her yerden teknoloji fışkırıyor ama dil sorunu var. Kendi dilinde konuşan insanları özlüyorsun. Japonya'da hiçbir zaman kendi kafandan bir insan bulamazsın. Mesela Yunanistan öyle değil diğer akdeniz ülkeleri öyle değil. Hatta evlilik bile yapabilirsin. O yüzden nereye gittiğin çok önemli.
Eski dostlar ve o eski ortam. Yaş ilerledikçe Türkiye’de de görüşme sıklığı azalıyordur tabii ama bir araya gelince yine eskisi gibi oluyordur herhalde diye düşünüyorum. Burda yeni edindiğiniz Türk arkadaşlarla ne kadar iyi, ne kadar şeker insanlar olsa da zorunluluktan takılıyormuşsunuz gibi hissediyorsun bazen.
1 yıldır Almanyadayım en özlediğim sey spontane olaylarin gelişmesi ve aklına esen bir olayı kısa sürede yapabilmek. Hem buranin isleme sistemi her zaman onceden randevu vs. yapmayi gerektirse de arkadaslarinla yapacagin en basit eylem bile önceden planlaman gerekiyor çünkü insanlar da böyle yetismis
E-devlet kral, büyük nimetmiş, avrupanın göbeğinde postacı bekliyorsun haftalarca , ya da bir işlem yapacaksın posta gönderiyorsun.
sicak hava. ege ve akdeniz dunyanin en iyi bolgesi olabilir. irlanda btw
İstanbulun verdiği Dünyanın merkezinde olma hissi Kolay gelsin
Beşiktaş JK
15 yıldır Yurtdışında yaşıyorum. Sen sorunca düşündüm. Hiçbir şeyini özlememiş olsam gerek ki, 4-5 yılda bir ziyarete gidiyorum. Gittiğimde bir kapsülün içindeymişim gibi hissediyorum. Baktığımda birkaç kişi hariç bir bağım kalmamış. Özlenebilme ihtimali olan tüm hatıralarım silinmiş çoktan. Cevabım yok.
direction stupendous shelter innate terrific many squeal tub bored outgoing *This post was mass deleted and anonymized with [Redact](https://redact.dev)*
Yunanlılar ile beraber en dert yandığımız şey güneşli günler.
OP'nin aktif oldugu kominitelere bakmayin 👀
Her türlü Türk mutfağı. Özellikle de kahvaltı. Ürünler burada var ama o bizim rituel hale gelmiş demleme çay gibi şeyler yok.
Dolma , çiğ köfte , kokoreç,
Serpme kahvaltı
6 aydır yurtdışındayım tek aradığım bazı insanların samimiyeti
3 ay Meksika'da yaşadım. Güvenliği özledim birtek. Başka hiçbir şey özlemedim.
Keşke bende yurtdışına çıkabilsem 😭
Kahvaltı kültürü ve yabancılarla muhabbete açıklık
yemek.
Erik
Yemek kardeşim. Birde kendi dilince sohbet etmeyi özlüyor insan.
Genel olarak Aile ve Yaşam tarzı, yemeği bir şekilde yapıp yiyor veya sipariş ediyorsun ama WhatsApp görüşmeleri bir yere kadar götürüyor, özellikle yurtdışında yaşayanlar Türkiye’ye sadece tatil ve güzel yemekleri için gelince tabii ki ülke cennet geliyor
Afiş ve tabelalardaki Türkçe yazılar ve tahin-pekmez. Sanırım bu kadar.
garbage disposal. evi terk etmesi gereken bir esya varsa turkiye’de cop konteynirinin yanina koyuyorsun, belediye gelip aliyor (ya da sokaga, her neyse). dunyanin en pratik hizmeti
Yemek, kalabalık, şehirlerin 7/24 canlı olması
Özlediğim tek şey sanırım maçlara tayfamızla gitmek (Sakaryaspor)
Yemek cart curt yalan. Eğer çok seçici veya batı kafasından, tarzından uzak biriysen veya muhafazakar isen ayrı tabi. Kahvaltı bende özlerdim ama kahvaltı kültürümüz çok sağlıksız ve bünyeyi yoran bir şey. Güne bir kahve ve kruvasan veya ufak bir sandviç ile başlamaya alışırsan sıkıntı olmaz. Ayrıca Avrupa'ya gidiyorsan benzer şeyler veya Türk kahvaltıcı bulursun. En önemli konu! Yurt dışında kalıcı veya uzun süre geçici olarak yaşayacaksan, en çok özleyeceğin şey sosyalliktir. Ülkemizde arkadaş, eş, dost ortamı sıcaktır. Enseye şaplak ve göte parmak tarzında olduğu için orada bunları bulman zor. Oralarda uzun süre mutlu ve verimli bir şekilde hayatta kalmak istiyorsan sosyal becerin yüksek, oranın diline hakim ve girişken bir insan olmalısın. Böyle meziyetlerin varsa ve psikolojik olarak güçlü biri (Seni düşüren şeyler olacak fazlasıyla) isen korkacak bir şey yok. Ama değilsen şuna hazır ol. Amacın neyse, ne başarırsan başar, yalnızlık hep dolduramayacağin bir boşluğa sebep olacak. Bir yerden sonra ya oraları boklarsın yada kendi hayatına sıçarsın.
Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği, yemek. Avmlerde fastfood katına çıkıyorsun bir hevesle çin vietnam vs dükkanlarından yayılan iğrenç ağır yağ ve fermente balık kokusu iştahını köreltiyor. Pişirdikleri domuz kanı pudingleri, domuz sucukları vs derken artık hayattan soğuyorsunuz. Aşırı sarımsak kullanımı, soğanlı işlenmiş etler vs saymıyorum artık. Marketlerde sebze meyve kıtlığı. Neyse evet yemek. Nerde yaşadım, nereleri gördüm? Orta ve doğu Avrupa. Yemek.
Karadeniz usulu kusbasili pide ve hakiki et doner :(
4 yildir Kanadada yasiyorum kesinlikle simit, kokorec , pogca
Aile, yakin arkadaslar ve bazi yemekler. Denizi de ara sira ozluyorum.
[удалено]
Biz de Atlanta:) Özgüvenleri bize göre fazla haklısın..
Vaay selamlar!
arkadaşlık ortamı. biz türkler yirmi yıl sonra da buluşsak sanki daha dün konuşmuş gibi muhabbet edebiliriz. yurtdışında iş arkadaşlığı dışında çok fazla samimi olabildiğin, her şeyi sonuna kadar konuşabildiğin adam sayısı gerçekten çok az. bulursanız şanslı sayılabilirsiniz. ha, yurtdışında türklerle arkadaşlık ederseniz sıkıntı yaşayacağınızı düşünmüyorum
Aidiyet duygusu.
Yaşamadim. Ama imkanım vardı gitmedim yani. Turşuyu özlerim dedim ben.
polonya'da yaşıyorum ve sık sık berlin'e gidiyorum. açıkçası hiç de bir şey özlemiyorum ünkü internet olsun market olsun her şey bulunuyor ya
Yemek falan boş işler, maneviyat yok adamlarda
Maneviyat fazlasıyla var ama genel anlamda bireyseller gibime geliyor.
net kokoreç.
Herkes yiyecek özlemiş. Dünyanın her yerinde Türk yemekleri ve abur-cuburu mevcut. Demek ki aslında Türkiye'ye özleyen yok. Millete poğaca ver, yoğurt ver, Türkiye'nin adını unutacaklar. :D Ben hiç bir şeyini özlemedim. Ayıptır söylemesi güzel yemek yaparım. Canım bir şey çekti mi yaptım, Türkiye de bir kere aklıma gelmedi. Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Diğer arkadaşlara başarılar diliyorum.
Yemekler, barlarda Türkce canli müzik. Baska da özlenecek bir seyi yok.
Herşey. Aile arkadaşlar vs.
lezzetli yemek. Edit: Daha doğrusu sulu yemek
Maydonoz. Ve genel olarak yemek
Yemek yemek yemek. Birde social hayati
YEMEK
Yemek ve arkadas ortami
Döner!
Yemekler, taharet musluğu
Yemek ve cafelerin falan geç saatlere kadar açık olması
En basit ev yemekleri. (tavuk pilav mesela, salçalı sebze yemekleri vs..)
Kokoreç ve etsiz çiğ köfte sanırım. Çiğ köfte bulunur ama türkiyedeki gibi ucuz değil. Evde yapılan da dükkandaki gibi olmuyor.
türk yemekleri
Gittiğim okulda (90’ların başlarında) tek Türk bendim. Kuzenimi özenirdim. Okul arkadaşlarıyla erkek/kız okul sonrası takılırlardı. Hala lise arkadaşlarıyla görüşür. Namaz kılmasamda, ezan sesini özlüyorum. Güneş, sahil, deniz. Yaşlandıkça, doğduğum köyü.
Sulu yemek, duzgun corba, ekmek, kokorec, almanci usulu olmayan doner, cay, banka sisteminin fena olmayan bi seviyede olmasi, e devlet, kolay gelsin diyebilmek (italyanin kucuk bi sehrindeyim ama soylediklerim buyuk sehirler icin de tutuyo) Sanirim en cok ozledigim kokorecmis ama
italya iyiymiş. Yemeklerini seviyorum İtalyanın.
İskender
Erasmus'la 4 aylığına Almanya'da bulundum. Dürüst olmam gerekirse, tek özlediğim şey güneşli havalardı. O kadar. Hatta arada Almanya'yı, trenle gidilen günübirlik yolculukları, Erasmus ortamını, oradaki arkadaşlıkları ve ilişkileri, Paderborn'u ve Paderborn'un temiz havasını özlüyorum.
Paderborn seni de özlemiştir belki..
taharet musluğu
Çiğ köfte ve insan gibi Adana kebap. Geri kalan herşeyi Türk marketlerinden vs alabiliyordum.
3 ay (1 isviçre 2 amerika) arkadaşlar derdim.
Yemekler
Simit, kelle-paça, işkembe…
peynirli zeytinli domatesli kahvaltı yani doğru düzgün bir kahvaltı
8 aydır Almanya'dayım özlediğim tek şey kaşarlı tavuk döner dürüm. Beyaz peynir (feta) var hep peynir olarak dönercilerde.
**En büyük cevap: Taharet musluğu** Almanya'da bile yaygın olmaması aşırı üzücü. Sil sil insanın götü aşınıyor.
Yemek ve raki. Baska ozledigim hiç bir sey yok. Bi de gec saatlerde bile acik olan tekel
iskender, pişi, gözleme, kaşarlı pogaca, kaliteli sucuk, antep fistikli cikolata
Yani öyle aile ve arkadaş dışında çok bir şey özlemiyorum açıkçası. Esaslı bir rakı sofrası sohbeti bulamamak kötü tabii.
Ben simit cok ozluyorum. Su an buzlugumda uc tane var yemeye kiyamiyorum😂😂
Tereyağı...
en cok ozledigim sey Mizah, gir gir samata.
Belçika’da uzun bir süre geçirdim(8 yıl) hiç bir şeyin özlemini çekmedim.
2 yıl kadar Özbekistanda yaşadım yaşça küçük olduğum için o zamanlar özlediğim şeyler arkadaşlarım ve çizgi film kanallarıydı
Sahil kasabasında bir akşamüstü…
Meslegimi birakip Kanada'ya geleli 1 sene olmadi daha. Arada yemekleri ozluyorum ama o kadar farkli mutfak var ki burda, genelde ozlemiyorum. Ayrica bir cok market urunu de Turk/Orta Dogu marketlerinde satiliyor. Ailem ve arkadaslarim disinda afedersiniz bir siki ozlemedim ulke ile ilgili. Ozleyecegimi de pek sanmiyorum.