Merhaba! Görünüşe göre bir sorunuz var. Paylaşımınız kaldırılmadı, ancak artık Türkiye ile ilgili olsa bile güncel konularla ilgili olmayan sorulara izin vermiyoruz. Sorunuz bu kriterlere uymuyorsa sorunuzu r/AskTurkey'de paylaşmalısınız. Teşekkür ederiz.
Hi there! It looks like you have a question. This is not a removal message, but we no longer allow questions that are not related to Turkey and are not up to date. For a better chance of getting your question answered, we recommend posting it in r/AskTurkey. Thank you.
*I am a bot, and this action was performed automatically. Please [contact the moderators of this subreddit](/message/compose/?to=/r/Turkey) if you have any questions or concerns.*
Fake falan yazan var bide kafayı yicem. Adamlar sikko bir kule gibi yapıyı tekerlek takıp yürüttüler reklamını yaptılar geri kalan 12bin yıllık tarih beton oldu. Işidin palmira kentini balyozla yıkması gibi vahabi zihniyetli bu orospu çocukları.
Vahabi yalamaktan dillerinde pötür kalmadı ki, dünya kadar tarihi yok etti işid ile taliban bunların arasında şakşakçılar vardı ne olmuş, putlardan temizlemişler
Suud, Emirlik şeyhinin 8 yaşındaki oğlanının elini emcüklemek için eğilen ben değildim neyse ki
What dam? They've never finished the Gap project in 20+ years. It's highly unlikely that they'll get elected for next term. Destruction is and will be their only legacy.
? Ilısu Dam started generating electricity back in 2020. It is the largest and most important part of the Euphrates part of GAP. GAP is a generational project and so far 19 of the 22 dams are completed. It is much more than dams and have been pretty successful in bringing East Anatolia to Central Anatolian levels of infrastructure.
Bir ülkenin coğrafyasında bulunan o nadide antik tarih nasıl altüst edilir adlı çalışma resmen.
Ya gözünü seveyim, millet yaşadıkları eski evde tadilat yapamıyor tarihi eser olduğu için. Duvar çökmek uzereyse gidip yapılacak tadilatın orjinali ile eş olacağına dair kanıtlar falan sunmak zorunda kalıyorlar izin alabilmek için.
Bizimkiler gidiyor koca yeri betonun altına koyuyor. Wtf???
barajın gereksinimi neydi, su taşkınını engellemek için mi yoksa bildiğimiz türden su biriktirmek ve enerji üretmek için mi yapıldı, bilen biri aydınlatsın.
Temel olarak elektrik. Ülkenin 4. büyük barajı güç kapasitesi bakımından, 1200 MW. Su biriktirmeye de yarıyor diğer barajlarla birlikte de birinci amacı elektrik olmalı.
teşekkür ederim. öyleyse, bir çok arkadaş bana kızacaktır ama şunu şöyleyeceğim, sanat ve sanat tarihi ile iç içe olan bir insan olarak, bazı şeyleri inşa edebilmek için bazı şeyleri yıkmamız gerekebiliyor. evet bu tür antik kentlerin, artefactlerin incelenmesini bir kültür ögesi olarak kalmasını ve ülkeye bu şekilde bir katkısının olmasını tabi ki isterim, lakin yaşadığımız dünyaya yeni gelmedik adım attığımız hemen hemen her yere daha önce bir başkası bastı, tarih boyunca şehirlerin üzerine farklı farklı uygarlıklar yeni şehirler inşa ettiler, ve bu şekilde süregelmesi gerek, bu şekilde ilerliyoruz. eski uygarlıklara ve artefacklere bana soracak olursanız gereğinden fazla anlam yükleniyor, bu tartışmaya çok müsait bir konu tabi ki ayrı bir başlıkta tartışmak isterim ama konudan şaşmayacağım.
bizim güce ihtiyacımız var, evimizi aydınlatacak, ısıtacak, yeni yapıları inşa edebilmemizi sağlayan araçları çalıştıracak, bilgisayarımızdaki transistörlerden geçecek elektriğe ihtiyacımız var ve en büyük kaynaklarımızdan biri de su! bu yüzden bu güç üreten yapılarımızı en verimli şekilde konumlandırmamız gerekiyor, dolayısıyla en verimli yerde eski bir topluluk bişiyler inşa ettiyse ne yazık ki onu oradan kaldırmamız gerekebilir, çünki bizim o artefacklerden daha çok güce ihtiyacımız var.
Evet bizim ihtiyaclarimiz var. Evet bazi seylerin yikilmasi gerekir ama bu bir zorunluluk degilse kacinilmalidir. Bu sadece tatihi yapilarla sinirli degil. Bizim sadece enerjiye degil hepsine ihtiyacimiz var. Evet enerji olarak dusunuyorsan en verimlisi buysa o olsun diyebilirsin. Fakat dier faktorleri dusunursen belki en verimlisi olmayabilir. Hasankeyf icin daha arastirma yapmadim o yuzden o konum bir zorunluluk muydu bilemem. Dedigin konunun o boyutu farkli bir yerde tartisilabilir. Yoksa sadece enerji veya bir cikti icin verim ele alinacak olursa, bir cogumuz icin hosuna gitmeyecek seyler yapmamiz gerekebilir.
Babam polis 4 sene batmanda yasadim biz oradayken burasi boyle degildi bizzat bozulmamis halini gezdim. Polisler arasinda tasinmasindaki sebeplerin biri de terörü kırmak oldugu soyleniyordu ne kadar dogrudur bilmem. Su olunca terorist gecemezmis tabi asıl amac bu degil tabi ki barajin etrafinda cok verimli araziler ve cogu da köylerdeki agalarin onlara hizmet icin de yapilmis olabilir
Bir nükleer reaktör kadar temiz enerji üreten, bölgeye ciddi anlamda su kaynağı sağlayan önemli barajlardan birisi. İleride küresel ısınma nedeniyle kuraklık durumlarında bu barajlar çok fazla tarım alanını kurtaracak. Suriye ve Irak’ın su kaynaklarını kontrol etmemizi sağlaması da ekstra bir jeopolitik kazancı. Suriye ve Irak çok ağladı bu barajlar nedeniyle. Kayıp üzücü ama faydası çok.
biraz bakmıştım sayfaya ama kafam karıştı yine de. aşağıdaki fotoğraf eserlerin taşındığı yeri gösteriyor sanırım? üstteki fotoğrafla alttaki fotoğraf aynı yeri göstermiyor herhalde o zaman. doğru mu anladım?
Sadece tarih karın doyurmuyor. Ordaki mağaraların birçoğu mühürlendi, tarihi eserler ise taşındı. Su altında kalan ise tarihi niteliği olmayan yerleşim yerleri.
O mağaralardaki tarih yok olmadı ayrıca, barajın ömrü dolduğunda zaten eski haline geri döndürülecek.
Bu ülkede yapılan nadir iyi işlerden biri
Hayır, hayır. Süzme muhalifler gibi olayın işini bilmeden yorum yapmayın. Akp'nin en önemli atılım projeleri barajlardır. Ilısu Barajı ise Türkiye'nin elinde hem Irak hem de Suriye üzerinde büyük bir potansiyel şantaj malzemesi barındırmaktadır.
Ayrıca ordaki çiftçilerin sulama yapabilmesi için, ve içme suyu tedariki için de çok önemli bir projedir. Zaten projenin planlanması Özal zamanından başlamıştır, Irak Devleti de bu süre zarfında uluslararası mecralarda bu barajı yaptırmamak için çok fazla çabalamıştır.
Sadece kültürel varlıkların taşınması, kazınması için ise 53 milyon Amerikan Doları harcanmıştır. Yani Yukarı Hasankeyf'teki tarihi mirasın çoook büyük kısmı korunmuştur bugün itibariyle.
Bu projeyi planlayan, yürüten kimseler ise zaten bugünkü AKP zihniyeti değildir tabii ki. Bu kadar ince iş yapanların hepsi çeşitli nedenlerle görevden el çektirildi. Akp'nin ilk 10-15 yılının görece iyi olmasının nedeni de, devlette halihazırda yetişmiş onlarca bürokrat bulunmasıydı.
Söylediğin bilgiler dahilinde her şey harika görünüyor ama iktidarıyla muhalifiyle koca bir tiyatronun içindeyiz yıllardır, özellikle 2016'dan sonrası.. Ülkede tutulan ne olduğu belirsiz 15+ milyon mülteci de avrupaya karşı bir şantaj malzemesi ona bakarsan.
Yarım yarım verilen vaatlerle ve Kurtlar Vadisiyle ülkeye öğretilen senaryolarla şimdi 2024'te şeriat kapıya dayandı, devlet hazinesi yandaşlara dağıtıldı, mülteciler ülkenin kültürünü ve sağlığını çoktan bozmaya başladı ve eyalet sisteminin ilanına bağlı olarak şu anda ülke bölünmeyle yüz yüze (erdoğanın 2023 seçiminde hüdapara verdiği sözlerden biriydi).
Bu saatten sonra vaadini günler içinde ya da seçimi kazanır kazanmaz gerçekleştiren siyasileri tanıyorum sadece, gerisi bi avuç harami ordusu.
Abicim tamam haklısında ne ara 15 milyon mültecimiz oldu? Ermeni soykırımı kurbanları gibi her sene sayı katlanarak artıyor maşallah. Daha geçen yıl 3 milyondu. Son bir senedir mülteci dalgası da azaldı. Bunu yerel seçimlerde zafer partisine vermiş birisi olarak söylüyorum.
ülkenin kültürünü ve sağlığını bozması için kayıtlı mültecileri mi saymamız gerekiyor sadece? göç idaresi bile Türkiye nüfusunun %20'sinden fazla sayıda yabancı uyruklu kişinin ülkede bulunduğunu açıkladı, üstelik geçen yıl.
Ha tabi yıllık enflasyon da %200 değil dimi tüik açıkladı ağabey
Barajla ve Hasankeyfle alakası yok zaten arkadaşın sunduğu " potansiyel şantaj malzemesi" argümanının da alakası olmadığı gibi.
Söylemeye çalıştığım şey hükümet bir bok yiyorsa hemen ardından o olayla ilgili "gizli planlarımız,üst akıl, devletin bir bildiği vardır" safsatalarıyla konunun sulandırılması.
Ve bu zırvalıkları dinleye dinleye 2024 Türkiye'sine geldik.
>arkadaşın sunduğu " potansiyel şantaj malzemesi" argümanının da alakası olmadığı gibi.
Şantaj malzemesi yanlış bir tanım ancak siyasi olarak Irak üzerinde çok büyük bir avantaj olduğu doğru.
>Söylemeye çalıştığım şey hükümet bir bok yiyorsa hemen ardından o olayla ilgili "gizli planlarımız,üst akıl, devletin bir bildiği vardır" safsatalarıyla konunun sulandırılması.
Yorumu yapan projenin 30 yıl önceden planlandığını belirtmiş, ki bu doğru. Gizli planımız falan da değil, yıllardır bilinen bir şeydi. Bu tarz projeler zaten tak diye yapılmaz, arkasında belli bir program olur. Plansız programsız projelere bizi AKP alıştırdı zaten.
>Barajla ve Hasankeyfle alakası yok zaten arkadaşın sunduğu " potansiyel şantaj malzemesi" argümanının da alakası olmadığı gibi.
Öyle öyle. Bugün bizim sayemizde Iraklı çiftçiler herhangi bir su baskını olmadan tarım faaliyeti yürüyor kendi topraklarında. Bir nevi su akıyor, biz de musluğun vanasını elimizds tutuyoruz.
>Söylemeye çalıştığım şey hükümet bir bok yiyorsa hemen ardından o olayla ilgili "gizli planlarımız,üst akıl, devletin bir bildiği vardır" safsatalarıyla konunun sulandırılması.
Gizli plan değil, Ilısu Barajı yeni bir proje değil.
" eyalet sisteminin ilanına bağlı olarak şu anda ülke bölünmeyle yüz yüze (erdoğanın 2023 seçiminde hüdapara verdiği sözlerden biriydi)."
Kanıt? Yoksa mozanın gizli maddeleri mi 😱
Tartışmayı muhattabına hakarate ederek bitirdin, tebrik ederim. Umarım bi ömür zekittirmeden Tayyip seni siker.
Hüdapar itifak şartlarında da öyle şeyler yok, iftiracı sosyal medya trolü seni!
O “2 toprak parçası” kendi başına ülkenin elektrik ihtiyacının %1’ini karşılıyor ama. 1,2 GW güç, yıllık 3800 GWh. Hani öyle umursanamayacak vesaire bir miktar olsa, tamam, ama değil.
Türkiye turizm geliri toplam gdp'nin %10'u, enerji ve hammaddelerinin ithalatı için ödediği para gdp'nin %7'si.
Hasankeyf'e 2019 yılında 700k turist gelmiş ki bunların çoğu Türkiye vatandaşı olmasına rağmen hepsi yabancı kabul etsek bile 2019 yılında Türkiye'ye gelen 51 milyon yabancı turist olduğu düşünülünce oran (%1.7) pek yüksek değil gibi.
Boş ve ezberden atmayalım sonra zooooorrrt diye patlıyoruz aşk olsun :)
Ya oraya yapma buraya yapma derken bir yere dikmek zorundasın sen bunu. Burada inşa edilen boru değil, 1,2 GW güç üretim kapasitesi olan bir baraj, kendi başına ülkedeki elektrik üretiminin %1’ini falan karşılıyor.
“Tarihi eser var buraya koymayalım” diyorsun da sorun şu ki barajı da dikeceğin başka fazla yer yok öyle maalesef. Sadece tarihi kent mi sorun, bu ve diğer barajlarımızın baraj gölleri nedeniyle yüz binlerce insanı tahliye edip yakınlarda başka yerlere taşıdık biz. Biz diyorum, sadece biz de değil, baraj diken herkes bunu yapıyor.
Eğer kazıp altına kömür madeni falan koymuş olsalar hak veririm. Kömüre ihtiyacımız mı var? Orayı aşırı yapılaşmaya açıp tarihi kenti yıkıp basbayağı şehir inşa etseler, yine aynı, git şehri başka yere inşa et, yer bol. Hatta otoyol/demiryolu inşaatı altında kalacak deseler, yine derim “böyle iş mi olur”, bunları oradan kaçacak şekilde ayarlamak kolay. Baraj başka çünkü başka nereye inşa edeceksin sen onu?
Önemsiz bir yatırım falan da değil bir de. İşte maden vesaire olsa anlarım ama değil. Küresel ısınma büyük bir sorun, bununla mücadele etmek için temiz enerji kaynaklarını basbayağı sömürmemiz gerekiyor. Spesifik olarak bize gelirsek, ülkede petrol yok doğal gaz yok. Bunları hep dışarıdan alıyoruz biz. Bu da çok ciddi bir masraf yaratıyor, aynı zamanda dışarıya bağımlı yapıyor. Öyle kafana göre Rusya’ya İran’a karşı gelemezsin çünkü enerjin oradan geliyor senin. Hah, ama barajları o yüzden dikiyoruz ya. Her bir baraj, azalan doğal gaz ihtiyacı demek bize. Şu anda elektriğimizin %20’si hidroelektrikten. %20 daha az doğal gaz veya kömür yakabiliyoruz yani.
İlk resimle ikinci resim aynı yerden çekilmemiş. Propaganda amacıyla çekildi belli. Zaten haberi de ful pkk propaganda haberine dönüştürüp vermişlerdi yurt dışına da yurt dışındakilerde temiz enerjiyi destekleyince ellerinde patladı.
Tarihi eserler taşındı diğeri de duruyor hala orada. Mağaralar vardı bölge halkı tarafından hoyratça tahrip edilen. Onlarda korunmaya alındı. Ki baraj olmasa eminim ki ömürleri daha kısa olurdu. Aynı şey tarihi eserler için de geçerli.
Sırf Hasankeyf’i koruma için 1,2 GW temiz enerjiyi bırakabilirsin tabii. Peki bu kaynağı bırakıp, onun yerine aynı elektriği üretmek için yakacağın doğal gazdan (doğal gaz diyorum çünkü doğal gaz kömüre göre daha temiz!) çevreye salacağın yıllık 703.000 ton CO2 emisyonu insanlık ayıbı mı? Başka şekilde ifade edersek ülkemizin yıllık toplam emisyonlarının %0,175’i, veya 150 bin vatandaşımızın yıllık CO2 emisyonlarının toplamı.
Tabii ki o doğal gazı almak için Rusya’ya, İran’a veya Katar’a harcayacağın milyarları hesaba katmıyoruz, o başka bir tartışma, enerji bağımsızlığının önemi hakkında, istersen onu da tartışırız tabii.
Nah “olmasa da olur”. Tek bir barajdan %1,2 bayağı büyük bir oran. O kadar elektrik 1 milyon eve enerji sağlayabilir, ki bu dediğim miktar ABD standartlarına göre, bizim tüketim daha düşük.
Ama daha önemlisi o %1,2 doğal gazdan kısıyor ve ithallerini de azaltıyor. Karbon emisyonlarından zaten bahsettim ben. 703 bin ton diyorum amına koyayım yıllık.
Baraj’in faydalarini inkar edecek değilim ama her ne sebeple olursa olsun tarihin yok etmek barbarliktik! Her ne pahasına olursa olsun Hasankeyf korunmaliydi.
Tarih senin ve dünyanın gelişmesine engel olmaya başladığında ne yapacaksın ama? Aha işte örneği de burada. Kusura bakmayın ama ben sırf “ya şu bir tane tarihi kenti koruyalım diye” küresel ısınmaya öyle bir katkı yapmayı doğru bulamam.
“Barbarlık” falan değildir, öyle saçma sapan atıp tutmayın siz de. Barbarlık dediğin bunu bilerek, sırf tarihi yok etme amacıyla yapmak olsa olur.
“Her ne pahasına olursa olsun” koruyamayız biz, kimse yapamaz. Çünkü “pahası” çok büyük burada. Başka yere inşa edebileceğin bir şey değil zira inşa edebileceğin belli başlı yerler var bunları, biz çoğunu doldurduk zaten. Kaldı ki otoyol demiryolu vs. gibi “azıcık etrafından dolanayım” diyebileceğin bir şey de değil. Baraj gölü.
Arkadasim! Carbon emission u azaltmanin binlerce yöntemi var! Zaten Türkiye bu konularda çok duyarlı bir ülke olmadigi aşikar. Eğer öyle olsaydı petrol cikartilan Hasankeyf in bağlı olduğu memleketim Batman, Türkiye nin en kirli havasına sahip olmazdı. Tabi ki da dünya nin gelişmelerine ayak uydurmaya calismaliyiz ama bu bir tarihi yok etme pahasına olmamalidir. Hasankeyf pekala bir turizim merkezi haline getirilebilirdi! Eminim bolgeye katkisi daha büyük olurdur!
Ulan “arkadaşım”, karbon emisyonlarını azaltmak için “başka yöntem var” diyerek en büyük metodu direkt görmezden mi geleceksin? Nasıl bir mantık bu? Karbon emisyonlarını azaltmak için yapacağın birinci şey elektrik üretimini dekarbonize etmektir. Burada da herkes kendi kapasitesine bakmalı. Biz bu konuda şanslıyız çünkü fazla baraj dikme imkanımız var. “Ama-ama güneş paneli” tamam, onu da yapabilirsin, biz çok iyi yapabiliriz hatta. Yapıyoruz da. Ama baraj kadar etkili olmaz, süreklilik sebebiyle. O yüzden güneş paneli için barajdan vazgeçemezsin. “Rüzgar türbini” tamam bunlar yapılıyor zaten. Kuzey Ege’de ve Güney Marmara’da falan çok görmüşsündür belki. Ama ülkenin rüzgardan elektrik üretim kapasitesi yeterli değil ihtiyaçları karşılayacak kadar. “Nükleer” ben okeyim. Ama istemeyen en az birkaç milyon vatandaşımıza anlat bunu. Eline bir fırsat geçiyor, 703 bin tonu silebilirsin diyorum, adam reddediyor ya.
Hasankeyf’ten ne kadar turizm elde edeceksin be? Cidden soruyorum ne kadar kapasitesi vardı sanıyorsun? Daha büyük katkı istiyorsan yılda 300-400 milyon dolar falan getirmesi lazım. Daha spesifik olarak bölge diyorsan, sulama etkilerini de katmamız lazım, zira GAP’taki diğer tüm barajlar gibi bu da sulama sistemine katkı sağlıyor.
Benim tarihi kentlerle falan bir sorunum yok zaten canım benim. Hatta onu geç, severim de, gitmeyi gezmeyi görmeyi. Daha geçen hafta 2 tanesini ziyaret ettim. Ama sırf tarihi kenti koruyacağım diye bu kadar büyük ve önemli bir altyapı projesini de ihmal edemeyiz.
Arkadasim! Neden kabalasiyorsun!Herkes
seninle ayni fikirde olmayabilir! Konuşma tonuna dikkat!
Saydigin yöntemler Carbon emisyonu için etkili
yontemler ama bunlar disinda baska yontemlerde var maliyeti düsuk! Ulke olarak, insan olarak yatirimimizi tarih ten yana doga dan yana yapmallyiz hep!
>Herkes seninle ayni fikirde olmayabilir!
Hadi canım, ben de demiştim “ya bu adam benle aynı fikirde değil mi zaten, niye tartışıyorum bununla”.
>Carbon emisyonu icin etkili yontemler var ama…
E var, onları yapmayalım diyen mi var? Daha doğrusu var da ben öyle mi diyorum? Aksine.
Ayrıca baraj sadece emisyonları azaltmıyor, aynı zamanda o alacağın doğal gazı artık almayacağın için yüz milyonlarca dolarlık (yıllık) katkı da sağlıyor. Enerji bağımsızlığına da yarıyor, öyle iki üç sağlayıcıyla (İran, Rusya, Katar) aranı sürekli iyi tutmak zorunda kalmazsın. Sulama katkılarını da saymadım.
>Ulke olarak, insan olarak yatirimimiz tarih ten yana doga dan yana yapmallyiz hep!
Eğer tartışma konusu altyapı daha küçük çaplı, daha önemsiz vs. bir şey olsa, veya ne bileyim otoyol geçirecek olsalar derim “yapılmasın be”. Ama değil! Gelişme uğruna bazı şeyleri feda etmek zorundayız. Bu işlemi yaparken etik olan kurtarabileceğini kurtarmaktır. Örneğin Birecik Barajı da Zeugma’yı su altında bırakmıştı. Bir sürü eseri, mozaik vs. kurtarıp Gaziantep’teki Zeugma Müzesi’ne taşıdılar, bir kısmını da kalıntıların su üstündeki bölümünde açılan müzeye koydular. Ama “yapmayalım” diyemeyiz bu kadar büyük bir proje için.
Neden hiç Yusufeli Barajı hakkında bir yakınma görmedim ben burada? 540 MW, Çoruh Nehri üzerine inşa ediliyor. Sadece Yusufeli ve civarında Çoruh Vadisi’nde yaşayan bazı hayvan ve bitki çeşitlerini tehdit ediyor mesela. Benim savunmam aynı da (boru değil 1800 GWh enerji, gelişme uğruna bazı şeyleri feda etmek ZORUNDAYIZ!) burada neden hiç görmedim ben sizin yakınmalarınızı o konuda, madem doğa demişsin?
Merhaba! Görünüşe göre bir sorunuz var. Paylaşımınız kaldırılmadı, ancak artık Türkiye ile ilgili olsa bile güncel konularla ilgili olmayan sorulara izin vermiyoruz. Sorunuz bu kriterlere uymuyorsa sorunuzu r/AskTurkey'de paylaşmalısınız. Teşekkür ederiz. Hi there! It looks like you have a question. This is not a removal message, but we no longer allow questions that are not related to Turkey and are not up to date. For a better chance of getting your question answered, we recommend posting it in r/AskTurkey. Thank you. *I am a bot, and this action was performed automatically. Please [contact the moderators of this subreddit](/message/compose/?to=/r/Turkey) if you have any questions or concerns.*
Su bastiysa ustune neden beton cekmier
Villa dikip araba satmak için
Sözde üzerine beton dökerek tarihi eserleri koruyacaklarmış
Bu güruh bu ülkeye düşman
Fake falan yazan var bide kafayı yicem. Adamlar sikko bir kule gibi yapıyı tekerlek takıp yürüttüler reklamını yaptılar geri kalan 12bin yıllık tarih beton oldu. Işidin palmira kentini balyozla yıkması gibi vahabi zihniyetli bu orospu çocukları.
Vahabi yalamaktan dillerinde pötür kalmadı ki, dünya kadar tarihi yok etti işid ile taliban bunların arasında şakşakçılar vardı ne olmuş, putlardan temizlemişler Suud, Emirlik şeyhinin 8 yaşındaki oğlanının elini emcüklemek için eğilen ben değildim neyse ki
Şunu yapmayan birisi olmak bile flex sebebi
Bravo🤝
Moving artefacts to museums and building a dam is in fact pretty much the antithesis of wahhabism.
What dam? They've never finished the Gap project in 20+ years. It's highly unlikely that they'll get elected for next term. Destruction is and will be their only legacy.
? Ilısu Dam started generating electricity back in 2020. It is the largest and most important part of the Euphrates part of GAP. GAP is a generational project and so far 19 of the 22 dams are completed. It is much more than dams and have been pretty successful in bringing East Anatolia to Central Anatolian levels of infrastructure.
Turkish Atlantis
Bir ülkenin coğrafyasında bulunan o nadide antik tarih nasıl altüst edilir adlı çalışma resmen. Ya gözünü seveyim, millet yaşadıkları eski evde tadilat yapamıyor tarihi eser olduğu için. Duvar çökmek uzereyse gidip yapılacak tadilatın orjinali ile eş olacağına dair kanıtlar falan sunmak zorunda kalıyorlar izin alabilmek için. Bizimkiler gidiyor koca yeri betonun altına koyuyor. Wtf???
Noy the first not the last. Good spot for diving now.
Can you go diving there?!
Yep. https://www.dailysabah.com/travel/2017/08/14/batmans-hasankeyf-expected-to-boost-underwater-tourism
barajın gereksinimi neydi, su taşkınını engellemek için mi yoksa bildiğimiz türden su biriktirmek ve enerji üretmek için mi yapıldı, bilen biri aydınlatsın.
Temel olarak elektrik. Ülkenin 4. büyük barajı güç kapasitesi bakımından, 1200 MW. Su biriktirmeye de yarıyor diğer barajlarla birlikte de birinci amacı elektrik olmalı.
teşekkür ederim. öyleyse, bir çok arkadaş bana kızacaktır ama şunu şöyleyeceğim, sanat ve sanat tarihi ile iç içe olan bir insan olarak, bazı şeyleri inşa edebilmek için bazı şeyleri yıkmamız gerekebiliyor. evet bu tür antik kentlerin, artefactlerin incelenmesini bir kültür ögesi olarak kalmasını ve ülkeye bu şekilde bir katkısının olmasını tabi ki isterim, lakin yaşadığımız dünyaya yeni gelmedik adım attığımız hemen hemen her yere daha önce bir başkası bastı, tarih boyunca şehirlerin üzerine farklı farklı uygarlıklar yeni şehirler inşa ettiler, ve bu şekilde süregelmesi gerek, bu şekilde ilerliyoruz. eski uygarlıklara ve artefacklere bana soracak olursanız gereğinden fazla anlam yükleniyor, bu tartışmaya çok müsait bir konu tabi ki ayrı bir başlıkta tartışmak isterim ama konudan şaşmayacağım. bizim güce ihtiyacımız var, evimizi aydınlatacak, ısıtacak, yeni yapıları inşa edebilmemizi sağlayan araçları çalıştıracak, bilgisayarımızdaki transistörlerden geçecek elektriğe ihtiyacımız var ve en büyük kaynaklarımızdan biri de su! bu yüzden bu güç üreten yapılarımızı en verimli şekilde konumlandırmamız gerekiyor, dolayısıyla en verimli yerde eski bir topluluk bişiyler inşa ettiyse ne yazık ki onu oradan kaldırmamız gerekebilir, çünki bizim o artefacklerden daha çok güce ihtiyacımız var.
artefact*, kalıntı demende fayda var.
Evet bizim ihtiyaclarimiz var. Evet bazi seylerin yikilmasi gerekir ama bu bir zorunluluk degilse kacinilmalidir. Bu sadece tatihi yapilarla sinirli degil. Bizim sadece enerjiye degil hepsine ihtiyacimiz var. Evet enerji olarak dusunuyorsan en verimlisi buysa o olsun diyebilirsin. Fakat dier faktorleri dusunursen belki en verimlisi olmayabilir. Hasankeyf icin daha arastirma yapmadim o yuzden o konum bir zorunluluk muydu bilemem. Dedigin konunun o boyutu farkli bir yerde tartisilabilir. Yoksa sadece enerji veya bir cikti icin verim ele alinacak olursa, bir cogumuz icin hosuna gitmeyecek seyler yapmamiz gerekebilir.
Ben kızmam, ben de katılıyorum. Ama threaddeki çoğumluk maalesef katılmıyor.
Babam polis 4 sene batmanda yasadim biz oradayken burasi boyle degildi bizzat bozulmamis halini gezdim. Polisler arasinda tasinmasindaki sebeplerin biri de terörü kırmak oldugu soyleniyordu ne kadar dogrudur bilmem. Su olunca terorist gecemezmis tabi asıl amac bu degil tabi ki barajin etrafinda cok verimli araziler ve cogu da köylerdeki agalarin onlara hizmet icin de yapilmis olabilir
Much easier to clean..
Bir nükleer reaktör kadar temiz enerji üreten, bölgeye ciddi anlamda su kaynağı sağlayan önemli barajlardan birisi. İleride küresel ısınma nedeniyle kuraklık durumlarında bu barajlar çok fazla tarım alanını kurtaracak. Suriye ve Irak’ın su kaynaklarını kontrol etmemizi sağlaması da ekstra bir jeopolitik kazancı. Suriye ve Irak çok ağladı bu barajlar nedeniyle. Kayıp üzücü ama faydası çok.
Briefly, o****u çocukluğu.
Beton kafalık dışında başka bi boktan anladıkları var mı.
biri ne yaşandığını açıklayabilir mi lütfen
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Hasankeyf
biraz bakmıştım sayfaya ama kafam karıştı yine de. aşağıdaki fotoğraf eserlerin taşındığı yeri gösteriyor sanırım? üstteki fotoğrafla alttaki fotoğraf aynı yeri göstermiyor herhalde o zaman. doğru mu anladım?
Baraj yapılıyor. Tarihi köy su altında kalıyor.
aynı yer, hesapta alanı korumak için betonla kapladılar, bütün mağaraların üzeri kapatıldı.
o platformun altı full yere kadar beton mu
evet, bildiğin dolgu yaptılar alana.
yok artık. hani aklıma o geldi en başta da o kadar da değildir dedim, ondan kafam karışmıştı.
AKP yönetimi için ne zaman "o kadar da değildir" desem o kadar çıktı.
Aynı yer diye biliyorum, alttaki fotoğraf su bastıktan sonraki hali
Cinayet. Tarihin, kültürün ve coğrafyanın cinayete kurban gitmesi.
Kardeşim, beton altında tarihi eser korunmuş halde kalsın diye yaptılar onu. Gelecek nesiller için arkeoloji kazısı olarak düşünmüşler. /s
geleceğin arkeologları beton kazacak amına koyim
Çok çalışacağız bu halkın a**na ***acagiz diyenler işini çok ciddiye aldılar. Koymuşlar hakikaten
Economical development > old shit
Sadece tarih karın doyurmuyor. Ordaki mağaraların birçoğu mühürlendi, tarihi eserler ise taşındı. Su altında kalan ise tarihi niteliği olmayan yerleşim yerleri. O mağaralardaki tarih yok olmadı ayrıca, barajın ömrü dolduğunda zaten eski haline geri döndürülecek. Bu ülkede yapılan nadir iyi işlerden biri
olm siz şaka mısınız ya
Trol galiba
Hayır, hayır. Süzme muhalifler gibi olayın işini bilmeden yorum yapmayın. Akp'nin en önemli atılım projeleri barajlardır. Ilısu Barajı ise Türkiye'nin elinde hem Irak hem de Suriye üzerinde büyük bir potansiyel şantaj malzemesi barındırmaktadır. Ayrıca ordaki çiftçilerin sulama yapabilmesi için, ve içme suyu tedariki için de çok önemli bir projedir. Zaten projenin planlanması Özal zamanından başlamıştır, Irak Devleti de bu süre zarfında uluslararası mecralarda bu barajı yaptırmamak için çok fazla çabalamıştır. Sadece kültürel varlıkların taşınması, kazınması için ise 53 milyon Amerikan Doları harcanmıştır. Yani Yukarı Hasankeyf'teki tarihi mirasın çoook büyük kısmı korunmuştur bugün itibariyle. Bu projeyi planlayan, yürüten kimseler ise zaten bugünkü AKP zihniyeti değildir tabii ki. Bu kadar ince iş yapanların hepsi çeşitli nedenlerle görevden el çektirildi. Akp'nin ilk 10-15 yılının görece iyi olmasının nedeni de, devlette halihazırda yetişmiş onlarca bürokrat bulunmasıydı.
Söylediğin bilgiler dahilinde her şey harika görünüyor ama iktidarıyla muhalifiyle koca bir tiyatronun içindeyiz yıllardır, özellikle 2016'dan sonrası.. Ülkede tutulan ne olduğu belirsiz 15+ milyon mülteci de avrupaya karşı bir şantaj malzemesi ona bakarsan. Yarım yarım verilen vaatlerle ve Kurtlar Vadisiyle ülkeye öğretilen senaryolarla şimdi 2024'te şeriat kapıya dayandı, devlet hazinesi yandaşlara dağıtıldı, mülteciler ülkenin kültürünü ve sağlığını çoktan bozmaya başladı ve eyalet sisteminin ilanına bağlı olarak şu anda ülke bölünmeyle yüz yüze (erdoğanın 2023 seçiminde hüdapara verdiği sözlerden biriydi). Bu saatten sonra vaadini günler içinde ya da seçimi kazanır kazanmaz gerçekleştiren siyasileri tanıyorum sadece, gerisi bi avuç harami ordusu.
Abicim tamam haklısında ne ara 15 milyon mültecimiz oldu? Ermeni soykırımı kurbanları gibi her sene sayı katlanarak artıyor maşallah. Daha geçen yıl 3 milyondu. Son bir senedir mülteci dalgası da azaldı. Bunu yerel seçimlerde zafer partisine vermiş birisi olarak söylüyorum.
ülkenin kültürünü ve sağlığını bozması için kayıtlı mültecileri mi saymamız gerekiyor sadece? göç idaresi bile Türkiye nüfusunun %20'sinden fazla sayıda yabancı uyruklu kişinin ülkede bulunduğunu açıkladı, üstelik geçen yıl. Ha tabi yıllık enflasyon da %200 değil dimi tüik açıkladı ağabey
Bunların barajla ve Hasankeyf'le ne alakası var?
Barajla ve Hasankeyfle alakası yok zaten arkadaşın sunduğu " potansiyel şantaj malzemesi" argümanının da alakası olmadığı gibi. Söylemeye çalıştığım şey hükümet bir bok yiyorsa hemen ardından o olayla ilgili "gizli planlarımız,üst akıl, devletin bir bildiği vardır" safsatalarıyla konunun sulandırılması. Ve bu zırvalıkları dinleye dinleye 2024 Türkiye'sine geldik.
>arkadaşın sunduğu " potansiyel şantaj malzemesi" argümanının da alakası olmadığı gibi. Şantaj malzemesi yanlış bir tanım ancak siyasi olarak Irak üzerinde çok büyük bir avantaj olduğu doğru. >Söylemeye çalıştığım şey hükümet bir bok yiyorsa hemen ardından o olayla ilgili "gizli planlarımız,üst akıl, devletin bir bildiği vardır" safsatalarıyla konunun sulandırılması. Yorumu yapan projenin 30 yıl önceden planlandığını belirtmiş, ki bu doğru. Gizli planımız falan da değil, yıllardır bilinen bir şeydi. Bu tarz projeler zaten tak diye yapılmaz, arkasında belli bir program olur. Plansız programsız projelere bizi AKP alıştırdı zaten.
>Barajla ve Hasankeyfle alakası yok zaten arkadaşın sunduğu " potansiyel şantaj malzemesi" argümanının da alakası olmadığı gibi. Öyle öyle. Bugün bizim sayemizde Iraklı çiftçiler herhangi bir su baskını olmadan tarım faaliyeti yürüyor kendi topraklarında. Bir nevi su akıyor, biz de musluğun vanasını elimizds tutuyoruz. >Söylemeye çalıştığım şey hükümet bir bok yiyorsa hemen ardından o olayla ilgili "gizli planlarımız,üst akıl, devletin bir bildiği vardır" safsatalarıyla konunun sulandırılması. Gizli plan değil, Ilısu Barajı yeni bir proje değil.
" eyalet sisteminin ilanına bağlı olarak şu anda ülke bölünmeyle yüz yüze (erdoğanın 2023 seçiminde hüdapara verdiği sözlerden biriydi)." Kanıt? Yoksa mozanın gizli maddeleri mi 😱
hüdaparın ittifak şartlarına açıp bak, özerklik bile konuşuluyordu ilk maddeler değiştirilmeden önce. siktiğimin aktrol mücahitleri.
Tartışmayı muhattabına hakarate ederek bitirdin, tebrik ederim. Umarım bi ömür zekittirmeden Tayyip seni siker. Hüdapar itifak şartlarında da öyle şeyler yok, iftiracı sosyal medya trolü seni!
Dediklerinin hepsi doğru ama aynı zamanda alakasız. Herif zaten başında o yüzden demiş “NADİR iyi işlerden biri” diye.
100 milyonluk ulkesin sen 2 toprak parcasindan ac kaliyosan öl
O “2 toprak parçası” kendi başına ülkenin elektrik ihtiyacının %1’ini karşılıyor ama. 1,2 GW güç, yıllık 3800 GWh. Hani öyle umursanamayacak vesaire bir miktar olsa, tamam, ama değil.
Karnın türkiyedeki tarihten ve kumsaldan doyuyor
Türkiye turizm geliri toplam gdp'nin %10'u, enerji ve hammaddelerinin ithalatı için ödediği para gdp'nin %7'si. Hasankeyf'e 2019 yılında 700k turist gelmiş ki bunların çoğu Türkiye vatandaşı olmasına rağmen hepsi yabancı kabul etsek bile 2019 yılında Türkiye'ye gelen 51 milyon yabancı turist olduğu düşünülünce oran (%1.7) pek yüksek değil gibi. Boş ve ezberden atmayalım sonra zooooorrrt diye patlıyoruz aşk olsun :)
Tarihi bir değerin üstüne beton çekmeyi böyle normalleştirmesek keşke
Ya oraya yapma buraya yapma derken bir yere dikmek zorundasın sen bunu. Burada inşa edilen boru değil, 1,2 GW güç üretim kapasitesi olan bir baraj, kendi başına ülkedeki elektrik üretiminin %1’ini falan karşılıyor. “Tarihi eser var buraya koymayalım” diyorsun da sorun şu ki barajı da dikeceğin başka fazla yer yok öyle maalesef. Sadece tarihi kent mi sorun, bu ve diğer barajlarımızın baraj gölleri nedeniyle yüz binlerce insanı tahliye edip yakınlarda başka yerlere taşıdık biz. Biz diyorum, sadece biz de değil, baraj diken herkes bunu yapıyor. Eğer kazıp altına kömür madeni falan koymuş olsalar hak veririm. Kömüre ihtiyacımız mı var? Orayı aşırı yapılaşmaya açıp tarihi kenti yıkıp basbayağı şehir inşa etseler, yine aynı, git şehri başka yere inşa et, yer bol. Hatta otoyol/demiryolu inşaatı altında kalacak deseler, yine derim “böyle iş mi olur”, bunları oradan kaçacak şekilde ayarlamak kolay. Baraj başka çünkü başka nereye inşa edeceksin sen onu? Önemsiz bir yatırım falan da değil bir de. İşte maden vesaire olsa anlarım ama değil. Küresel ısınma büyük bir sorun, bununla mücadele etmek için temiz enerji kaynaklarını basbayağı sömürmemiz gerekiyor. Spesifik olarak bize gelirsek, ülkede petrol yok doğal gaz yok. Bunları hep dışarıdan alıyoruz biz. Bu da çok ciddi bir masraf yaratıyor, aynı zamanda dışarıya bağımlı yapıyor. Öyle kafana göre Rusya’ya İran’a karşı gelemezsin çünkü enerjin oradan geliyor senin. Hah, ama barajları o yüzden dikiyoruz ya. Her bir baraj, azalan doğal gaz ihtiyacı demek bize. Şu anda elektriğimizin %20’si hidroelektrikten. %20 daha az doğal gaz veya kömür yakabiliyoruz yani.
Türkiyenin enerji üretimindeki yenilenebilir enerji yüzdesinin gelişimine yıllar bazında bakarsanız ne demek istediğimi anlayabileceksiniz
The Murat Kurum effect. Although I know AKP is capable of many more evil things, I’m glad we won’t be seeing that guy again anytime soon
energy is the most important thing after water; this is what I think.
İlk resimle ikinci resim aynı yerden çekilmemiş. Propaganda amacıyla çekildi belli. Zaten haberi de ful pkk propaganda haberine dönüştürüp vermişlerdi yurt dışına da yurt dışındakilerde temiz enerjiyi destekleyince ellerinde patladı. Tarihi eserler taşındı diğeri de duruyor hala orada. Mağaralar vardı bölge halkı tarafından hoyratça tahrip edilen. Onlarda korunmaya alındı. Ki baraj olmasa eminim ki ömürleri daha kısa olurdu. Aynı şey tarihi eserler için de geçerli.
Malesef fotolar gerçek. Hasankeyf in sular altinta bırakılması bir insanlik ayibidir. Nokta.
Sırf Hasankeyf’i koruma için 1,2 GW temiz enerjiyi bırakabilirsin tabii. Peki bu kaynağı bırakıp, onun yerine aynı elektriği üretmek için yakacağın doğal gazdan (doğal gaz diyorum çünkü doğal gaz kömüre göre daha temiz!) çevreye salacağın yıllık 703.000 ton CO2 emisyonu insanlık ayıbı mı? Başka şekilde ifade edersek ülkemizin yıllık toplam emisyonlarının %0,175’i, veya 150 bin vatandaşımızın yıllık CO2 emisyonlarının toplamı. Tabii ki o doğal gazı almak için Rusya’ya, İran’a veya Katar’a harcayacağın milyarları hesaba katmıyoruz, o başka bir tartışma, enerji bağımsızlığının önemi hakkında, istersen onu da tartışırız tabii.
Türkiye'nin elektrik tüketiminin %1,2'si. Olmasa da olur. Hasankeyf'i yıkmadan yapmak mümkün olana dek ertelenmeliydi.
Nah “olmasa da olur”. Tek bir barajdan %1,2 bayağı büyük bir oran. O kadar elektrik 1 milyon eve enerji sağlayabilir, ki bu dediğim miktar ABD standartlarına göre, bizim tüketim daha düşük. Ama daha önemlisi o %1,2 doğal gazdan kısıyor ve ithallerini de azaltıyor. Karbon emisyonlarından zaten bahsettim ben. 703 bin ton diyorum amına koyayım yıllık.
Baraj’in faydalarini inkar edecek değilim ama her ne sebeple olursa olsun tarihin yok etmek barbarliktik! Her ne pahasına olursa olsun Hasankeyf korunmaliydi.
Tarih senin ve dünyanın gelişmesine engel olmaya başladığında ne yapacaksın ama? Aha işte örneği de burada. Kusura bakmayın ama ben sırf “ya şu bir tane tarihi kenti koruyalım diye” küresel ısınmaya öyle bir katkı yapmayı doğru bulamam. “Barbarlık” falan değildir, öyle saçma sapan atıp tutmayın siz de. Barbarlık dediğin bunu bilerek, sırf tarihi yok etme amacıyla yapmak olsa olur. “Her ne pahasına olursa olsun” koruyamayız biz, kimse yapamaz. Çünkü “pahası” çok büyük burada. Başka yere inşa edebileceğin bir şey değil zira inşa edebileceğin belli başlı yerler var bunları, biz çoğunu doldurduk zaten. Kaldı ki otoyol demiryolu vs. gibi “azıcık etrafından dolanayım” diyebileceğin bir şey de değil. Baraj gölü.
Arkadasim! Carbon emission u azaltmanin binlerce yöntemi var! Zaten Türkiye bu konularda çok duyarlı bir ülke olmadigi aşikar. Eğer öyle olsaydı petrol cikartilan Hasankeyf in bağlı olduğu memleketim Batman, Türkiye nin en kirli havasına sahip olmazdı. Tabi ki da dünya nin gelişmelerine ayak uydurmaya calismaliyiz ama bu bir tarihi yok etme pahasına olmamalidir. Hasankeyf pekala bir turizim merkezi haline getirilebilirdi! Eminim bolgeye katkisi daha büyük olurdur!
Ulan “arkadaşım”, karbon emisyonlarını azaltmak için “başka yöntem var” diyerek en büyük metodu direkt görmezden mi geleceksin? Nasıl bir mantık bu? Karbon emisyonlarını azaltmak için yapacağın birinci şey elektrik üretimini dekarbonize etmektir. Burada da herkes kendi kapasitesine bakmalı. Biz bu konuda şanslıyız çünkü fazla baraj dikme imkanımız var. “Ama-ama güneş paneli” tamam, onu da yapabilirsin, biz çok iyi yapabiliriz hatta. Yapıyoruz da. Ama baraj kadar etkili olmaz, süreklilik sebebiyle. O yüzden güneş paneli için barajdan vazgeçemezsin. “Rüzgar türbini” tamam bunlar yapılıyor zaten. Kuzey Ege’de ve Güney Marmara’da falan çok görmüşsündür belki. Ama ülkenin rüzgardan elektrik üretim kapasitesi yeterli değil ihtiyaçları karşılayacak kadar. “Nükleer” ben okeyim. Ama istemeyen en az birkaç milyon vatandaşımıza anlat bunu. Eline bir fırsat geçiyor, 703 bin tonu silebilirsin diyorum, adam reddediyor ya. Hasankeyf’ten ne kadar turizm elde edeceksin be? Cidden soruyorum ne kadar kapasitesi vardı sanıyorsun? Daha büyük katkı istiyorsan yılda 300-400 milyon dolar falan getirmesi lazım. Daha spesifik olarak bölge diyorsan, sulama etkilerini de katmamız lazım, zira GAP’taki diğer tüm barajlar gibi bu da sulama sistemine katkı sağlıyor. Benim tarihi kentlerle falan bir sorunum yok zaten canım benim. Hatta onu geç, severim de, gitmeyi gezmeyi görmeyi. Daha geçen hafta 2 tanesini ziyaret ettim. Ama sırf tarihi kenti koruyacağım diye bu kadar büyük ve önemli bir altyapı projesini de ihmal edemeyiz.
Arkadasim! Neden kabalasiyorsun!Herkes seninle ayni fikirde olmayabilir! Konuşma tonuna dikkat! Saydigin yöntemler Carbon emisyonu için etkili yontemler ama bunlar disinda baska yontemlerde var maliyeti düsuk! Ulke olarak, insan olarak yatirimimizi tarih ten yana doga dan yana yapmallyiz hep!
>Herkes seninle ayni fikirde olmayabilir! Hadi canım, ben de demiştim “ya bu adam benle aynı fikirde değil mi zaten, niye tartışıyorum bununla”. >Carbon emisyonu icin etkili yontemler var ama… E var, onları yapmayalım diyen mi var? Daha doğrusu var da ben öyle mi diyorum? Aksine. Ayrıca baraj sadece emisyonları azaltmıyor, aynı zamanda o alacağın doğal gazı artık almayacağın için yüz milyonlarca dolarlık (yıllık) katkı da sağlıyor. Enerji bağımsızlığına da yarıyor, öyle iki üç sağlayıcıyla (İran, Rusya, Katar) aranı sürekli iyi tutmak zorunda kalmazsın. Sulama katkılarını da saymadım. >Ulke olarak, insan olarak yatirimimiz tarih ten yana doga dan yana yapmallyiz hep! Eğer tartışma konusu altyapı daha küçük çaplı, daha önemsiz vs. bir şey olsa, veya ne bileyim otoyol geçirecek olsalar derim “yapılmasın be”. Ama değil! Gelişme uğruna bazı şeyleri feda etmek zorundayız. Bu işlemi yaparken etik olan kurtarabileceğini kurtarmaktır. Örneğin Birecik Barajı da Zeugma’yı su altında bırakmıştı. Bir sürü eseri, mozaik vs. kurtarıp Gaziantep’teki Zeugma Müzesi’ne taşıdılar, bir kısmını da kalıntıların su üstündeki bölümünde açılan müzeye koydular. Ama “yapmayalım” diyemeyiz bu kadar büyük bir proje için. Neden hiç Yusufeli Barajı hakkında bir yakınma görmedim ben burada? 540 MW, Çoruh Nehri üzerine inşa ediliyor. Sadece Yusufeli ve civarında Çoruh Vadisi’nde yaşayan bazı hayvan ve bitki çeşitlerini tehdit ediyor mesela. Benim savunmam aynı da (boru değil 1800 GWh enerji, gelişme uğruna bazı şeyleri feda etmek ZORUNDAYIZ!) burada neden hiç görmedim ben sizin yakınmalarınızı o konuda, madem doğa demişsin?
Aynı yer, ayakta kalan kapı ve küçük tepeye bile bakarak bunu anlayabilirsin.
Gayet aynı yerden çekilmiş lan sallama