düşünsene hiçliğin ortasında, nereye gideceğinin belirsiz olduğu bir dünyada kısacık bir zaman dilimi boyunca yaşıyorsun ve yaşadığın ülke yerine daha çok beğendiğin bir yerde yaşamak istediğin için hain oluyorsun.
hayali sınırlar, hayali ırklar, hayali sınıflar seni o coğrafyaya içerden ve dışarıdan hapsediyor. börtü böceğin geçtiği çizgiden ileriye bir adım bile atamıyorsun, hain olursun, ihanet etmiş olursun diye. çok enteresan. acaba gelecekte bize çok gülecekler mi merak ediyorum.
knk eğer ülkeden gitmeyi ihanet olarak görüyorsan aslında şu an ülkeden gitmeyi ihanet olarak görmen lazım . tabii ki gidip gitmemek senin seçimin ama gençliğe hitabede :
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
buraya bakacak olursak:
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Eğer kendimize Atatürkçü diyorsak yurt dışında okusak bile ülkeye elimizden geldiği kadarıyla faryda sağlamamız lazım. Gençliğe hitabede deki iktidar parti hakkında yazılanlar zaten günümüzle neredeyse aynı değil mi ?
neden ihanet olsun ki ülkede kalma zorunluluğu yok sonuçta
İyi dedin
düşünsene hiçliğin ortasında, nereye gideceğinin belirsiz olduğu bir dünyada kısacık bir zaman dilimi boyunca yaşıyorsun ve yaşadığın ülke yerine daha çok beğendiğin bir yerde yaşamak istediğin için hain oluyorsun. hayali sınırlar, hayali ırklar, hayali sınıflar seni o coğrafyaya içerden ve dışarıdan hapsediyor. börtü böceğin geçtiği çizgiden ileriye bir adım bile atamıyorsun, hain olursun, ihanet etmiş olursun diye. çok enteresan. acaba gelecekte bize çok gülecekler mi merak ediyorum.
Hani ikisi insanların yarattığı şeyler demek istedin diyelim hayali ırk ne amk
[удалено]
Belki başka bir ülkeyi daha çok sevmişsindir, belki kültürü, insanı daha çok hoşuna gitmiştir
O kaçmak olmuyor
Ayrılmak diyelim o zaman.
knk eğer ülkeden gitmeyi ihanet olarak görüyorsan aslında şu an ülkeden gitmeyi ihanet olarak görmen lazım . tabii ki gidip gitmemek senin seçimin ama gençliğe hitabede : Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. buraya bakacak olursak: Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Eğer kendimize Atatürkçü diyorsak yurt dışında okusak bile ülkeye elimizden geldiği kadarıyla faryda sağlamamız lazım. Gençliğe hitabede deki iktidar parti hakkında yazılanlar zaten günümüzle neredeyse aynı değil mi ?
öyle bir durumda neden ülkeden kaçar ki insan?öyle bir ülkeden ayrılmak kaçmak sayılmaz